Yaz ya da kış hiç farketmez, çorbanın mevsimi, zamanı ve saati olmaz. Çorba demek, sağlık demektir.

Bugün paylaşmak istediğim çorba, çok basit malzemelerle -hemen hepimizin evinde bulunan- çarçabuk hazırlanıyor. Lezzetine gelince, hani bazen bir kaşık yemek yeriz damağımızda bıraktığı lezzetiyle vayyy beee deriz ya işte tam da bu cinsten. İçeriğinde bulunan zencefil ve süt sayesinde besin değeri de oldukça yüksek. Benim özellikle kış mevsiminde, bağışıklık sistemini güçlendirmek için çok sık yaptığım çorbalardan birisidir.








3 - 4 adet patates
1 adet soğan
2 diş sarımsak
1 çay kaşığı zencefil
2 yemek kaşığı zeytinyağ
1 yemek kaşığı tereyağ
3 - 4 su bardağı su
1 çay bardağı süt
Tuz
Karabiber


Tereyağ ve zeytinyağını tencerenin içine alarak eritin. İri küp şeklinde kestiğiniz soğanı, ezilmiş sarımsakları ekleyerek kavurun. Soyulmuş ve yine iri küpler halinde kesilmiş patatesleri de ilave ederek patatesler yumuşayana kadar kavurmaya devam edin. Zencefil, tuz ve karabiberle tatlandırın. Üzerine suyu ilave ederek kaynamaya bırakın.

Patatesler iyice yumuşadıktan ve su ile özleştikten sonra ateşten alın. El blenderi ile pürüzsüz bir karışım elde edene kadar karıştırın. Tencereyi tekrar ateşin üzerine alarak sütü ilave edin. Bu aşamada eğer çorbanızın kıvamı koyu ise su ve süt ilavesi ile kıvamını ayarlayabilirsiniz. Bir taşım daha kaynattıktan sonra ateşten alın.

Kaselere boşalttığınız çorbanızın üzerini maydanoz ile süsleyerek servis yapın.

Afiyet olsun.



Pastacılık okulunda, okul bitimine doğru, yazılı ve bireysel performans olarak sınava girmiştik. Performans sınavında her birimiz kendimize ait bir tarifi uygulamalı olarak yapıp not aldık. Bugün paylaşacağım tarif işte bunlardan biri. Arkadaşım tarifinin tanıtımını yaparken kolay yapıldığını, lezzetinin çok güzel olduğunu, tarifin annesine ait olduğunu söylemişti. Gerçekten de hazırlık aşaması kolay, sonunda çıkan lezzeti mükemmeldi.

El altında bulunan malzemelerle çok çabuk hazırlayabileceğiniz, ağzınızda dağılan bu küçük lezzet toplarını en kısa zamanda denemenizi öneririm. Benim gibi evden eksik olmayacak bir kurabiye güzeliniz olacak :)



Tarifte kullanılan bardak ölçüsü büyük boy çay bardağı ölçüsüdür.

2 adet yumurta sarısı
250 gr. tereyağ veya margarin
1 çay bardağı pudra şekeri
1 paket vanilya
1 paket kabartma tozu
5 çay bardağı un

Bir kase içerisine yumurta sarıları, yağ ve şekeri koyarak elinizle karıştırın. Bu karışımın üzerine kabartma tozu, vanilya ve unu eleyerek ekleyin. Ele yapışmayan yumuşak bir hamur oluşana kadar yoğurun.

Hamurdan ceviz büyüklüğünde parçalar kopartarak yuvarlak toplar hazırlayın. Yağlı kağıt serdiğiniz fırın tepsisine aralıklı olarak dizin. Önceden ısıtılmış 175 derece ısılı fırında üzeri pembeleşene kadar pişirin.

Pişen kurabiyeler soğuduktan sonra üzerine pudra şekeri serperek servis yapın.

Afiyet olsun.
Seviyoruz yaz mevsiminin sebzelerini. Hatta hastasıyız :)

Sizinle bugün çok hafif, çok lezzetli, bol vitaminli bir yemek tarifi paylaşmak istiyorum: kabak borani. Çoğu yerde etli yapılan, yoğurtla yenen bu yemeği, etsiz olarak hazırlayacağız. Ama siz yanında yoğurdu ihmal etmeyin.




500 gr. kabak
2 diş sarımsak
1/2 demet dereotu
3 adet domates
1 adet kuru soğan
2 yemek kaşığı pirinç
Tuz
Karabiber
1/2 çay bardağı zeytinyağ

Ön hazırlık olarak yıkanmış kabakları soyup, ikiye keserek dilimleyin. Domates ve soğanın kabuklarını soyup küp küp doğrayın.  Dereotunu ince kıyın. Sarımsakları ezin.

Bir tencereye zeytinyağını koyup, soğanı ve sarımsağı kavurun. Domatesleri ekleyerek suyunu salıp çekene kadar pişirin. Kabakları, yıkanmış pirici ilave edin. Tuz ve karabiberle tatlandırın. Üzerine yaklaşık 1 bardak su koyarak pişmeye bırakın. Arada kontrol ederek, gerekirse azalan suyun yerine ilave su koyun.

Soğuttuğunuz yemeği servis tabağına alın. Üzerine dereotunu serperek servis yapın.

Afiyet olsun.


En güzel zeytinyağlı yöresel yemeklerden birisi. Karadeniz'in bu çok bilinen yemeği, benim yaz aylarında en favori yemeklerimden. Fasülyeyi zaten çok severim, bir de pirinç ve biraz şekerle buluşunca, tadını kat kat arttırmış. El altında bulunan malzemelerle, kolaylıkla, kısa sürede hazırlayıp, keyifle tüketilir :)




500 gr. taze fasülye
1 adet kuru soğan
2/3 çay bardağı pirinç
Tuz
Karabiber
1 çay kaşığı toz şeker
1/2 çay bardağı zeytinyağ


Fasülyeleri yıkadıktan sonra, kenarlarını  temizleyip, 1 cm. genişliğinde verev şekilde kesin.

Bir tencereye zeytinyağını koyup kızdırın, küp küp kestiğiniz soğanı ekleyerek kavurun. Soğanlar pembeleşince fasülyeleri ilave ederek kavurmaya devam edin. Yıkayıp süzdüğünüz pirinçleri ekleyin. Üzerlerini geçecek miktarda su ilave edin. Tuz, karabiberle tatlandırın, şekeri ekleyin. Tencerenin kapağını kapatarak pişmeye bırakın.

Pirinçler suyu çektikten sonra eğer hala yumuşamamışlarsa bir miktar daha su ilave edebilirsiniz. Pişen yemeği tencerede demlenmeye bırakıp, soğuduktan sonra servis yapabilirsiniz.

Afiyet olsun.
Tadı çok güzel, hamuru ekmek hamuru kıvamında yumuşacık, porsiyonluk, özellikle sabah kahvaltılarında çay ile birlikte yenilebilen muffinler. Muffinleri tatlarının yanı sıra, görünüşleri ve kolay servis edilebilir olması nedeniyle çok seviyorum. Kalıp seçiminize göre boyutlarını kendiniz ayarlayabiliyorsunuz bu da diğer bir tercih nedenim. Bu tarifi denemenizi özellikle öneririm. Mantar ile dereotunun hamura verdiği farklılığı eminim siz de beğeneceksiniz.









150 gr. un
60 gr. sıvı yağ
1 diş sarımsak
3 adet yumurta
100 gr. rendelenmiş kaşar peynir
1 paket kabartma tozu
300 gr. manttar
130 gr. ılık süt
1/2 demet dereotu
Tuz
Karabiber

Üzeri İçin;
Susam


Muffinleri hazırlamaya başlamadan önce, içine koyacağımız mantarlı harcı hazırlayalım. Bunun için mantarları temizledikten sonra ince dilimleyin. Bir tavaya yaklaşık 2 yemek kaşığı zeytinyağınnı koyup kızdırın. İkiye böldüğünüz sarımsağı atıp, yanmamasına dikkat ederek kavurun. Mantarları ekleyip yüksek ateşte kavurun. Tuz ve karabiberle tatlandırın. Sarımsağı tavanın içinden  alın, ince kıydığınız dereotunu ekleyip soğumaya bırakın.

Bu işlemden sonra hamurun hazırlıklarına başlayabiliriz. Bunun için unu, kabartma tozunu, bir çay kaşığı tuz ve bir tutam karabiberi bir kaseye eleyin.  Bir çırpma kabına yumurtaları kırıp, kabarana kadar çırpın. Yumurtalara önce elenmiş unu sonra ılık sütü son olarak sıvı yağı ekleyip spatula ile karıştırarak homojen bir karışım elde edin. Bu karışıma peyniri ve mantatrları ilave edip tekrar karıştırın.

Hamuru içleri çok iyi yağlanmış muffin kalıbına boşaltın. Üzerlerine susam serpin. Önceden ısıtılmış 175 derece ısılı fırında yaklaşık 30 dakika pişirin. Soğuttuktan sonra kalıptan çıkartarak servis yapın.

Afiyet olsun.
Hormonlu kocaman çilekler tezgahlardan çekilip, yerine küçük, mis kokulu hormonsuz çilekler çıkınca, zamanını geçirmeden yapılacak en güzel ürünlerden birisi çilek reçelidir.

Çocuklarım genelde reçelden çok marmelat tercih etseler de ki bunu reçeli yemesi zor, marmelatı yemesi kolay açıklamasını yaparak kendilerini savunuyorlar, ben her zaman kıvamında yapılmış reçeli marmelata tercih ederim.

Tarifi uyguladığınızda göreceksiniz bu reçeli yapması hiç zor değil. Başta söylediğim gibi güzel, kokulu, hormonsuz olduğuna emin olduğunuz çilek edindiğiniz taktirde, kış boyu keyifle yiyebileceğiniz reçeliniz hazır olacak. Şimdiden kolay gelsin.





1 kg. çilek
1 kg. toz şeker
1 adet limon suyu

Yıkayıp, temizlediğiniz çileklerinizi derin bir tencere içerisine alın. Üzerine toz şekeri ekleyip bir gece boyunca meyvelerin suyunu salıp, şekerin erimesi için bekletin. ( Bu işlemi yapmanız reçelin kaynama süresini azaltacağından, kıvamı hem daha güzel olacak, hem de çilekler daha az ateş üzerinde kalacağından formlarını kaybetmeyecektir )  Ertesi gün tencereyi ocağa alarak kaynatmaya başlayın. Kaynama esnasında oluşan köpüğü kaşık yardımıyla üzerinden alın.

Reçelinizi hazırlama aşamasında karıştırırken, meyvelerin zedelenmemesi için nazik ve sevecen davranmakta fayda var. Aksi taktirde ezilen çileklerin görüntüleri doğrusu çok hoş olmuyor.

Reçelin suyu koyulaşmaya başladıktan sonra limon suyunu ekleyin ve yaklaşık 5- 10 dakika daha kaynattıktan sonra ateşten alın. Kavanozlara boşaltarak soğumaya bırakın.

Bir öneri ; Reçelin şeker ölçüsü klasik bir ölçüdür. Eğer siz az tatlı bir reçel yapmak istiyorsanız, şeker miktarını 200 - 250 gr. kadar ya da isteğinize göre ölçüde azaltabilirsiniz.

Afiyet olsun.


Benim en sevdiğim sebzelerden birisidir semizotu. Hele bol yoğurtlu olursa :)

Hepimizin yaptığı bu salatayı, - bilemiyorum daha önce denemiş miydiniz -  içine domates ve salatalık koyarak biraz daha zenginleştirdim. Tam bir renk ve tat cümbüşü oldu. Çok az yağ içerdiğinden diyet yapanlar için de güzel bir alternatif. Mevsimi geçmeden paylaşmak istedim.



1 demet semizotu
1 adet salatalık
2 diş sarımsak
1 kase yoğurt
8 - 10 adet çeri domates ya da 1 adet büyük domates
Tuz
Zeytinyağ

Semizotunu ayıklayıp yıkayın, iyice süzün. Ben yapraklarıyla birlikte sap kısımlarını da kullanıyorum. Siz tercihinize göre sadece yapraklarını da kullanabilirsiniz. Geniş bir kase içerisine alın. Çeri domates kullanacaksanız domatesleri dörde kesin, normal dometesi küçük küpler halinde doğrayın. Salatalığın kabuğunu soyduktan sonra küçük küpler halinde doğrayın. Sarımsakları ezin. Bu malzemelerin hepsini yoğurt ile birlikte semizotuna ilave ederek, tuz ile tatlandırdıktan sonra iyice karıştırın.

Salatayı servis kasesine alın. Üzerine çok az zeytinyağ gezdirdikten sonra servis yapın.

Afiyet olsun.
Yemeklere eşlikçi ya da kendisi tek başına bir yemek. Az malzeme, kısa süre, sonuç mükemmel. Barındırdığı buğday ve yeşilliğin sağlığa faydasından hiç bahsetmeyeceğim; çünkü hepimizin malumu. Kısaca bu güzel salatayı en yakın zamanda denemenizi öneririm.







1 su bardağı buğday
1 demet roka
Zeytinyağ
Tuz
Limon suyu
5 - 6 adet kurutulmuş domates
6 - 7 adet siyah zeytin

Buğdayı bir gece önceden önceden ıslatın. Ertesi gün haşlayın, soğutun. Rokaların sap kısımlarını keserek, yıkadıktan sonra bir kaseye  ince kıyın. Kurutulmuş domatesleri 5 - 10 dakika sıcak suda bekleterek yumuşatın. İnce dilimleyerek rokaya ilave edin. Siyah zeytinlerin çekirdeklerini çıkartın, dilimleyin. Buğday ile birlikte rokaya ekleyin.

Zeytinyağ, limon suyu, tuz ilave ederek tatlandırın. Tüm malzemeyi iyice karıştırdıktan sonra servis tabağına alın.

Afiyet olsun.




Sevgili Amerikalıların sabah kahvaltılarında vazgeçilmez yiyecekleri. Pankek nedir derseniz, aslında bir nevi krep. Aralarındaki fark; pankek krep hamurundan daha kalın, daha küçük versiyonlu.

Çok kolay hazırlanır. Tatlı ya da tuzlu tüm kahvaltı ürünlerin yanında keyifle tüketilir. Hatta benim gibi biraz abartarak, üzerine karamel veya çikolata sos gezdirip krema ve meyvelerle süsleyip, tatlıya bile çevirebilirsiniz.

Özellikle hafta sonu kahvaltılarında, sofrayı renklendirmek ve neşelendirmek için birebirdir.




1 adet yumurta
1 su bardağı süt
1 su bardağı un
Bir tutam tuz
1 yemek kaşığı toz şeker
1 paket vanilya
2 yemek kaşığı zeytinyağ
1/2 paket kabartma tozu


Yumurta, süt, toz şeker, vanilya ve zeytinyağı bir çırpma kabına alarak iyice çırpın. Un ile kabartma tozunu bir elekten geçirerek sıvı malzemeye ilave edip tekrar çırpn. Elde ettiğiniz karışım boza kıvamı koyuluğunda olacaktır.

Bir tavayı çok az sıvı yağ ile yağlayıp iyice kızdırın. Pankek hamurundan bir yemek kaşığı dolusunu tavaya aktarın. Tavaya koyduğunuz hamurların aralarında mesafe bırakın ki pişerken kabaracakları için birbirlerine yapışmasınlar. Bu şekilde hamurun hepsi tükenene kadar  arkalı önlü pişirin.

Afiyet olsun.
Canınız tatlı birşeyler yemek istiyor ama diyettesiniz ya da formunuzu korumanız gerekiyor. İşte bu kek böyle durumlar için birebir :) Lezzetli ve sağlıklı. İçinde yağ yok. Bol meyve var. Yani normal bir kekten hiç mi hiç farklı değil. Bir dilimiyle birlikte, yanına çay ya da kahve eşliğinde kendimizi mutlu etme zamanıdır.

Bu kekte kullanacağınız kuru ve taze meyvenin tercihi tamamiyle sizin isteğinize bağlı. Ben elma ve kuru kayısı kullandım. Bunun yerine armut, hurma, kuru incir gibi değişik kombinasyonlarla da yapabilirsiniz.





2 adet elma
100 gr. iri kıyılmış ceviz
250 gr. kepekli un
125 gr. esmer şeker
3 adet yumurta
2 tatlı kaşığı tarçın
10 - 15 adet kuru kayısı
125 ml. süt
1 paket kabartma tozu

Üzerine Serpmek İçin;
Pudra şekeri


Öncelikle elmaların kabuklarını soyup küçük küpler halinde bir kasenin içerisine doğrayın. Üzerine kararmamaları için birkaç damla limon suyu gezdirin. Kayısıları da aynı şekilde küçük küpler halinde doğrayın. Keki pişireceğiniz kalıbı çok iyi yağlayıp unlayın. Bu işlem çok önemli çünkü kekin içerisinde yağ olmadığı için, kalıbınız iyi yağlanmamış olursa, pişirdikten sonra yapışacağından çıkarmakta zorlanabilirsiniz.

Derin bir kase içerisine yumurtaları kırın. Üzerine şekeri ekleyerek yumurtalar kabarana kadar yaklaşık 5 dakika çırpın. Sütü ilave ederek çırpmaya devam edin. Kestiğiniz meyveleri ekleyip spatula ile karıştırın. Bu karışımın üzerine unu, tarçını ve kabartma tozunu eleyerek, yine spatula ile iyice karıştırın. Kek kalıbına dökerek önceden ısıtılmış 180 derece ısılı fırında 40 dakika kadar pişmeye bırakın.

Kek soğuduktan sonra kalıptan çıkararak bir servis tabağına alın. Üzerine pudra şekeri serperek dilimleyip servis yapın.

Afiyet olsun.

Sağlıklı, zinde, kalorisi az, tadı bol, damağa olduğu kadar göze de hitap eden, çok pratik bir salata.

Bu salatada ben kuru erik kullandım bugün. Siz elinizin altında ne varsa, örneğin kuru üzüm, incir, kayısı, yaban mersini gibi meyveleri de rahatlıkla kullanabilirsiniz. Hatta bir kaç çeşidi birden kullanmanız lezzeti dahada arttıracaktır.





1/2 demet roka
1 su bardağı yeşil mercimek
1/2 su bardağı ince bulgur
1/2 su bardağı iri kıyılmış ceviz
Marul yaprakları
Çeri domates
Zeytinyağ
Nar ekşisi
Limon suyu
Tuz
Küp doğranmış kuru meyve çeşitleri


Bulguru bir kase içerisine koyup, üzerini geçene kadar sıcak su ekleyerek şişmesi için bir kenarda bırakın.

Mercimeği bol su ile birlikte bir tencere içerisinde haşlayın. Suyunu süzdükten sonra bulgurun üzerine alarak damak tadınıza göre tuz, nar ekşisi, zeytinyağı, limon suyu ile harmanlayarak tatlandırın.

Yıkanmış yeşilliklerin sularını iyice süzdürün. Servis yapacağınız salata kaselerinin içine marulların yapraklarını dik olarak yerleştiin. Ortadaki çukur kısma önce ince doğranmış rokaları, rokaların üzerine mercimekli karışımı yerleştirin.

Üst kısma ceviz, çeri domates ve meyveleri serpiştirerek servis yapın.

Afiyet olsun.