Sıcak yaz günlerinde tüketilebilecek en güzel  şey : Dondurma ve meyve.







2 adet küçük kavun
1 adet şeftali
1 adet muz
2 adet kırmızı erik
1 adet elma
Bir avuç üzüm
1/2 çay bardağı likör (İsteğe bağlı)



Kavunların başlarını kesin. İçlerini varsa dondurma kaşığı, yoksa kaşık ile oyun. İçinden çıkardığınız parçaların çekirdekli kısımlarını attıktan sonra kalanları küp küp doğrayın. Aynı şekilde muz, şeftali, elma ve eriği de kabuklarını soyduktan sonra küp küp doğrayın. Üzüm tanelerini de dahil ederek tüm meyveleri bir kase içinde karıştırın.. İsteğinize göre 1/2 çay bardğı herhangi bir meyve likörü ilave edin.

Meyveli karışımı oyduğunuz kavunların içine doldurn. Üzerine bir top dondurma koyun. Meyve kokteyliniz servise hazır.

Afiyet olsun.







Daha önce sizlerle paylaşmıştım anımsarsanız. Geçtiğimiz ramazan ayında bir yarışma düzenlendi. Ramazanda kurduğumuz sofralarımızı paylaşacaktık. Konsept bu idi. Nacizane ben de yolladığım soframla sofrası beğenilenlerden oldum. Kazananların katıldığı Arda Türkmen ile yemek pişirme workshopu bu gün gerçekleşti. Günün ayrıntılarına geçmeden, yarışmaya nasıl katıldığımdan bahsetmek istiyorum.Bir arkadaşım vasıtasıyla öğrendim yarışmayı.Katılmaya karar verdim. Konukların olduğu bir akşam sofranın fotoğrafını çekmek istedim.

Ama o gün başıma gelmedik aksilik kalmadı.Her zaman yolunda giden işler arapsaçına döndü.Ne kadar özen gösterirseniz o kadar aksilikler çıkıyor. Mutfakta çareler tükenmez diyerek, güç bela iftar saatine yemekleri yetiştirebildim.

Herkes çatal bıçağa dokunmadan sofranın resmini çekme başarısını da gösterdim :)






Böylelikle yarışmaya katılmış oldum.

Şimdi workshoptan bahsedeyim biraz. Mutfak Sanatları Akademisi'nde gerçekleşti. Gerçekten çok güzel bir okul. Ben ilk kez gittim. Aşçılık mesleğine gönül vermiş pırıl pırıl gençler eğitim görüyor. Hepsinin yolu açık olsun.








Sınıfta hepimiz için ayrı ayrı önlüklerimiz, şapkalarımız, ekipmanlarımız, yapacağımız menünün kitapçığı hazırdı. Bize bir tek yemek yapmak kaldı.


Düzen ve hijyenin yanında sıcakta bunalmadan yemek pişirebilmek de ayrı bir zevkti doğrusu.






Menümüz: Terbiyeli Kuzu İncik, Kayısılı İç Pilav, Meyveli Şipşak Tatlı

Ben kuzu eti yemiyorum ama yiyenlere yapmak için öğrenmiş oldum :)

Ve Arda Türkmen. Sanırım ciddi, yüzü gülmez, biraz asabi gibi kavramlarla tanıdığımız şefler ezberimizi en kısa sürede bozacaktır. Samimi,  mütevazi, eğlenceli, işini bilen ve severek yapan, daha da önemlisi  bildiğini  ince ayrıntısına kadar paylaşan bir şef. Geçirdiğim bu gün ve öğrendiklerim için kendisine teşekkür ederim.











Gelelim lezzetlerimize;

Kuzu incik için etleri önce mühürledik.




Sebzelerini kavurduk.Hepsini birleştirip pişmeye bıraktık.







Pilavı hazırladık.










Tatlıyı da pişirip her birimiz masamızı hazırlamış olduk.






Bu menüye yakışanı: Kalecik Karası Rose şarap.






Sohbet eşliğinde güzel bir yemek yedikden sonra finali de yapmış olduk.












 Mis gibi tereyağlı, ağızda dağılan nefis bir kurabiye. Çay saatlerinizin vazgeçilmez tadı olacak.












250 gr. oda ısısında tereyağ
1 adet yumurta
1 su bardağı pudra şekeri
2 yemek kaşığı kakao
1 paket vanilya
1 paket kabartma tozu
Aldığı kadar un

Derin bir kase içine bir miktar un koyun.  Üzerine bir tutam tuz serpin.  (Tatlılarda tuz kullanmak, tatlının tadını daha belirginleştirir)  Ortasını havuz şeklinde açarak yumurtayı kırın. Vanilya, kabartma tozu, tereyağ  ve pudra şekerini de ekleyerek yoğurmaya başlayın. Yoğurdukça un ilave edin ve kulak memesi dediğimiz yumuşaklıkta bir hamur elde edin. Hazırlamış olduğunuz bu hamuru iki eşit parçaya ayırın. Bir parçasına kakaoyu ilave ederek tekrar yoğurun. Hamurlarınızı bir kase içinde üzerini nemli bir bezle örterek yarım saat kadar dinlendirin. Unladığınız tezgahın üzerinde iki hanuruda aynı büyüklükte olmak üzere ayrı ayrı açın. Kakaolu olanı diğerinin üzerine koyarak, sıkıca rulo şeklinde sarın. Parmak genişliğinde kesin. 










Yağlı kağıt serdiğiniz fırın tepsinize dizin. 175 derece önceden ısıtılmış fırında pembeleşene kadar pişirin. Tel ızgaranız varsa üzerinde, yoksa tepsi içinde soğumaya bırakın.


Bir öneri, sade hamur ile kakaolu hamuru üst üste koymadan önce arasına isteğinize göre kıyılmış fındık ya da ceviz  serpebilirsiniz.



Afiyet olsun.



 Fırından yeni çıktı, dumanı üzerinde. Pamuk gibi. Çocukların favorisi :)











2 + ½ su bardağı un
1/3  paket yaş maya
½  su bardağı ılık süt
1 çay bardağı sıvı yağ
½ çay kaşığı tuz
1 adet yumurta  (akı içine, sarısı üzerine sürülmek için)

Üzeri İçin:
Susam

İçi İçin:
100 gr. beyaz peynir
6-7 dal maydanoz


Unu derin bir kaseye koyun. Üzerine tuz serpin. Ortasını havuz açarak, süt, sıvı yağ,  yumurta akı ve mayayı koyun. Elinizle önce mayayı eritin. Sonra hamuru yoğurun. Yumuşak bir hamur elde edeceksiniz. Hamurun üzerini nemli bir bezle örterek, oda ısısında 30 dakika kadar mayalandırmaya bırakın. Bu arada iç harcı için peyniri bir tabak içinde çatalla ezin. İnce kıyılmış maydanozu ekleyerek karıştırın.
Mayalanmış hamurdan ceviz büyüklüğünde ufak parçalar kopartarak elinizin içinde açın.  Çay kaşığı ile iç harçtan koyun. Top şeklinde yuvarlayın.  Bu şekilde hazırladığınız 3 adet yuvarlağı yağlanmış muffin kalıbına yanyana koyun. 








 Hamurun tamamı bitene kadar bu işlemi tekrarlayın. Üzerine yumurta sarısı sürün, susam serpin. Önceden ısıtılmış 180 derece fırında üzeri kızarana kadar pişirin. 









Soğuttuktan sonra kalıptan çıkartarak servis yapın.

Afiyet olsun.




Karadeniz'in üzüm zamanı yapılacak en güzel tatlılarından. Aslı mısır unu ile yapılıyormuş. Ama bana nişasta ile yapılırsa daha hafif olacağı söylendi. İster mısır unu, ister nişasta ile yapılsın tadı muhteşem.












1 kg. siyah üzüm
1 + ½ su bardağı toz şeker
4 tepeleme yemek kaşığı nişasta
4 su bardağı su

Siyah üzümü yıkayıp, saplarından temizleyip tanelendirin. Derin bir tencereye alarak üzerine 4 su bardağı su ilave edin. El blendırı yardımıyla bir miktar ezin. Toz şekeri ekleyerek ateşin üzerine alın. Kaynamaya bırakın.  Üzümler iyice yumuşadıktan sonra üzerine tel süzgeç koyulmuş başka bir tencereye, tel süzgeçten iyice süzerek alın. Bu sırada elde ettiğiniz üzüm suyunun içine posa ve çekirdek kaçırmaya dikkat edin. Üzüm suyunu tekrar ateş üzerine alın. Nişastayı ½ bardak su ile ezin. Kaynamakta olan üzüm suyuna ip gibi akıtarak ilave edin. Devamlı karıştırarak koyulaşana kadar pişirin. Kaselere aldığınız tatlınızı yeterince buzdolabında soğuttuktan sonra, ister ters çevirerek bir tabağa alın, ister kaselerin içinde servis yapın. 

Bir not; üzerine süt dökerek yenilebileceği de söylendi. Ama ben denemedim. Tercih sizin.

Afiyet olsun.







Tarçın ve elmanın lezzetli birlikteliği, sünger gibi bir kekin içinde buluşunca bir dilim asla yetmez :)












3 adet  yumurta
1 su bardağı toz şeker
1 su bardağı un
1 dolu yemek kaşığı kakao
1 çay kaşığı zencefil
1 çay kaşığı tarçın
2 adet elma
1 paket  kabartma tozu

Elmaların kabuklarını soyup, küp küp doğrayın. Derin bir kasenin içine yumurtaları kırın. Üzerine toz şekeri ilave edip beyazlaşana kadar çırpın. Kakao, tarçın, zencefili ekleyip çırpın. Kabartma tozu ile unu da ilave edip tekrar çırpın. Bu karışıma doğradığınız elmaları ekleyip, bir kaşık yardımıyla karıştırın. Yağlanmış unlanmış kek kalıbına döküp, 180 derece önceden ısıtılmış fırında, fırının kapağını açmadan pişirin. Oda ısısında soğuttuktan sonra kalıptan çıkarıp, dilimleyerek servis yapın.

Afiyet olsun.