Uzakdoğu mutfağı  son yıllarda popülaritesi artan bir mutfak. En önemli özelliği yiyeceklerin yüksek, ısıda wok dediğimiz, çoğumuzun evinde artık bulunan tavalarda hazırlanması. Bu şekilde pişirilen gıdaların dışları çabuk pişip, içleri diriye yakın neredeyse çiğ kaldığından bütün vitaminlerin içlerinde kalmaları sağlanıyor. Bu da benim için bu mutfağı tercih etme nedenim.

Bugünkü yemeğimiz yabancı olmadığımız erişte makarnası diye nitelendirebileceğim, en bilindik, Çin makarnasıyla hazırlanan, bol bol sebze içeren, doyurucu, aynı zamanda çok pratik bir yemek olan noodle.

Noodle çeşitli şekillerde hazırlanabiliyor. Sebzenin yanı sıra içine et - tavuk eti de kullanılabiliyor. Ben noodle yemeği seviyorum. Çünkü bir porsiyon yediğimde, hem yeterli derecede doyuyorum hem karbonhidrat ve vitamin dengelemesiyle sağlıklı beslendiğimi düşünüyorum.

Uzakdoğu mutfağında en çok kullanılan yağ susam yağı. Benim elimin altında bu yağ vardı, yağ olarak yemeğin içinde onu kullandım. Artık büyük marketlerin çoğunda Uzakdoğu yemeklerinin çoğu malzemesi satılıyor. Siz kullanırsanız lezzetini orjinal haliyle tadarsınız. Şayet yoksa sıkıntı değil, zeytinyağı veya sıvı yağ da kullanılabilir. Bu reçetede dikkat etmeniz gereken tek şey, çok ince doğradığınız sebzeleri, yüksek ateşte kısa süre kavurmak. Gerisi bizim makarnamızdan çok da farklı değil.





1 paket noodle
2/3 çay bardağı susam yağı (ya da zeytinyağ)
1 adet kırmızı kapya biber
2 adet yeşil biber
1 kase mantar
3 dal taze soğan
1 kase ince kıyılmış lahana
2 adet havuç
1/2 çay bardağı soya sosu
1 kase soya filizi
Tuz
Karabiber

Noodleları  makarna hazırlarken yaptığımız gibi, suda diri kalacak şekilde haşlandıktan sonra, suyunu süzün. Derin bir kap içerisine alın.

Varsa wok tavada, yoksa normal bir tavada yağı kızdırın. İçerisine pişme sırasına göre ilk önce lahanayı ardından kibrit çöpü şeklinde kesilmiş havuçları koyup yüksek ateşte soteleme başlayın. İnce dilimlenmiş mantarları ilave edin. Havuçlar gibi kibrit çöpü şeklinde kesilmiş kırmızı ve yeşil biberi, soya filizini de ekleyip sotelemeye devam edin. Her eklediğiniz malzemeden sonra tavanızı sallamayı unutmayın.

Baharatları ekleyip  -acı biber seviyorsanız pul biber de koyabilirsiniz çok yakışıyor- soya sosunu da dökün. Soya sosu yüksek oranda tuz içerdiğinden tuz kullanımına dikkat etmelisiniz.

En son olarak ince kesilmiş taze soğanları da ekleyerek kavurma işlemini sonlandırın.

Hazırladığınız sebzeli karışımı noodleların üzerine dökerek karıştırın.

Tercihen derin tabaklarda servis yapın.

Bir öneri; benim kullandığım sebzelerin dışında siz arzunuza göre çeşitliliği arttırabilirsiniz. Örneğin kabak, pırasa gibi.

Afiyet olsun.

Karadeniz denildiğinde aklımıza gelen ilk yemeklerden birisi. Ben Karadeniz dışında yaşayanların, gerek pişirmesini, gerek tadını bilmemelerinden dolayı faydası çok, bu güzelim sebzeye gereken değeri vermediğimizi düşünüyorum.

Karadenizli olmamama rağmen, dostlar sayesinde kültürüyle ve yemekleriyle tanıştım. Kültürler farklı olsada yemek her zaman birleştirici bir unsur olmamış mıdır ? Yöresel yemekler hep favori yemeğimdir.  Hele bu yemeğin besin değeri de gözönüne alınırsa, sıklıkla herkesin pişirmesinden yanayım.

Aslen Erzincanlı, doğma, büyüme bir İstanbullu'nun yorumuyla buyrun karalahana çorbasına :) Sürçü lisan ettiysem affola.






1 demet karalahana
2/3 su bardağı haşlanmış kuru fasülye
1/2 su bardağı pirinç
1 yemek kaşığı salça
1 yemek kaşığı mısır unu
2 yemek kaşığı tereyağ
2 yemek kaşığı zeytinyağ
1 adet kuru soğan
Tuz
Kırmızı pul biber


Karalahanaları bol su ile iyice yıkayın. Saplarını keserek çok ince doğrayın. Bir miktar tuz ile ovarak (acısını çıkartmak için) tekrar sudan geçirip, suyunu süzün.

Bir tencere içerisine yağları koyarak eritin. Üzerine küp küp doğranmış kuru soğanı ekleyip kavurun. Salçayı ekleyin, kavurun. Üzerine karalahana, yıkanmış pirinç, haşlanmış fasülye, tuz, pul biber ve yeterli derecede su ilave ederek, tüm malzeme yumuşayana kadar pişmeye bırakın.

Çorbanın kıvamı klasik çorba kıvamından daha koyu olmalı. Bu nedenle pişirme sırasında eksilen suyun yerine ilave edeceğiniz miktarı bu noktaya dikkat ederek koymalısınız.

Son olarak çorbayı ateşten almadan önce mısır ununu da ekleyerek bir taşım daha kaynattıktan sonra, kaselere boşaltarak servis edebilirsiniz.

Bir öneri; çorbanın içinde et suyu da kullanabilirsiniz. Ayrıca fasülye yerine aynı şekilde haşlanmış barbunya da kullanabilirsiniz.

Afiyet olsun.

Eminim hepinizin çok güzel simit tarifleriniz vardır. Bendede vardı bir kaç değişik reçete. Ama bu reçeteye sahip olunca, diğerlerini bir kenara bıraktım. İlk söyleyeceğim şey çok az malzeme ile yapılıyor. Ayrıca bir değişiklik yapıp, sokak sinmitleri görüntüsünü elde etmek için dışında kullanılan susamı doğal haliyle kullanmak yerine, kavurarak kullandım. Hamuruna gelince, çok kolay hazırlanan, gevrek, kandil simidi tadında. Ve bence en güzeli, bir kaç gün ilk yapıldığındaki gevrekliğini ve tadını koruyor. Ben küçük ebatlı simitler yaptım. Ama siz tercihinize göre boyutunu istediğiniz ölçüde ayarlayabilirsiniz.

En kısa sürede deneyip, yanına da bir güzel çay demleyin derim :)





250 gr. oda ısısında margarin
1/2 çay bardağı sirke
1/2 çay bardağı toz şeker
1 paket kabartma tozu
1 tatlı kaşığı mahlep
1 çay kaşığı tuz
1 adet yumurta
3 + 1/2 su bardağı un (yaklaşık olarak)

Üzeri İçin;
Kavrulmuş susam

Öncelikle yumurtanın sarısını beyazından ayırıp, üzerine sürmek için bir kase içerisine alın.

Çukur bir kasenin içerisine margarin, yumurta beyazı, sirke, toz şeker, kabartma tozu, mahlep (mahlep tadından hoşlanmıyorsanız kullanmayabilirsiniz) tuzu koyarak elinizle karıştırın.

Bu malzemelerin içerisine unu kontrollü olarak ekleyin. Ele yapışmayan, yumuşak bir hamur elde etmelisiniz. Bu nedenle un miktarını azaltıp çoğaltabilirsiniz.

Hazırladığınız hamurunuzun üzerini örterek oda ısısında yaklaşık 1 saat dinlenmeye bırakın. Dinlendirdiğiniz hamurdan ufak parçalar kopartarak silindir çubuklar hazırlayıp, iki ucundan birleştirip, yuvarlak halkalar oluşturun.

Bu halkaları çırpılmış yumurta sarısına batırın, susama bulayıp yağlı kağıt serilmiş fırın tepsisine dizin.

Önceden ısıtılmış 175 dereceli fırında kızarana kadar pişirin. Izgara tel üzerinde ılıttıktan sonra servis yapın.

Afiyet olsun.
Bence içerisinde patates olan her yemek, ister sıcak ister soğuk olsun lezzetlidir. Aynen bu salatada olduğu gibi. Bu salata sıklıkla yaptığınız salatalardan biraz farklı. Salata olarak kullanabileceğiniz gibi, et - tavuk, balık yemeklerinizin yanında garnitür olarak da rahatlıkla kullanabilirsiniz. Porsiyon olarak kaselerde servis edildiği taktirde lezzetinin yanı sıra, görüntüsüylede farklılık yaratabilirsiniz.





4 adet orta boy patates
1/3 demet maydanoz
5 adet kornişon turşu
1 adet kırmızı soğan
Tuz
Kırmızı pul biber


Sosu İçin;
2 yemek kaşığı light mayonez
1 yemek kaşığı hardal
1/2 limonun suyu
3 yemek kaşığı zeytinyağ


Süslemek İçin;
Çeri domates
Maydanoz yaprakları


Patatesleri kabuklarıyla birlikte bol suda yumuşayana kadar haşlayıp soğumaya bırakın.

Maydanozu yıkadıktan sonra ince kıyın. Soğanın kabuklarını temizleyip çok küçük küpler halinde kesin. Kornişon turşuları da soğanlar gibi küçük küpler halinde doğrayın.

Bir kase içerisine kabuklarını soyduğunuz patatesleri küçük küpler halinde doğrayın. Kestiiğiniz maydanoz, turşu, kırmızı soğanı da ekleyerek karıştırın. Tuz ve pul biber ile tatlandırın.

Sosunu için küçük bir kase içerisine sos malzemelerini koyarak bir çırpıcı yardımıyla iyice karıştırın.

Hazırladığınız sosu patateslerin üzerine dökerek, patateslerin sosu emmesi için iyice karıştırın.

Salatayı kaselere paylaştırın. Üzerini maydanoz yaprakları ve çeri domates ile süsleyip servis yapın.

Afiyet olsun.


Sütlü, hem de çikolatalı. Ayrıca evde tüketilmeden kalmış kekleri değerlendirmek için güzel bir reçete.
Kıvamı da yerinde. Her evde bulunan malzemeleri kullanılarak, çok çabuk hazırlayabileceğiniz, pratik, hafif, doyurucu bir tatlı.






1 lt. süt
2 + 1/2 yemek kaşığı tepeleme un
1 adet yumurta sarısı
2 yemek kaşığı kakao
80 gr. bitter çikolata
5 yemek kaşığı toz şeker
1 yemek kaşığı tereyağ

Kaselerin tabanına koymak için küçük kek parçaları. Kakaolu olanı idealidir ama elinizde sade kek varsa onu da kullanabilirsiniz.

Üzeri İçin;
Kiraz şekerlemesi
Toz Antep fıstığı, hindistan cevizi vb.

Kuru malzemeleri yani un ve kakaoyu bir tencere içerisine eleyin. Üzerine yumurta sarısı ve toz şekeri ekleyin.
Bu karışıma çırpma teli yardımıyla sütü ilave edin.

Ocağın üzerine alıp sürekli karıştırarak kıvamı koyulaşana kadar pişirin.

Ocaktan aldıktan sonra küçük parçalara böldüğünüz çikolata parçalarını ve tereyağını ekleyip, malzemeler eriyene kadar karıştırın.

Tatlıyı boşaltacağınız servis kaselerinin tabanına küçük birer kek parçası yerleştirin. Üzerine tatlıdan boşaltın.

Yeterli derecede soğuttuktan sonra üzerini kiraz şekerlemesi, fıstık ya da arzu ettiğiniz malzemelerle süsleyerek servis yapın.

Afiyet olsun.
Mutluluk hormonları yani melatonin, serotonin ve endorfin adları verilen bu hormonlar nedensiz mutlulukların sebebidir. Doğada herşeyin bir sebebi olduğuna göre, kimyasal olarak bu hormonların salgılanmasını tetikleyen yiyecek ve içecekleri keşfedip bunları kontrollü olarak tüketmek en güzelidir. Örneğin bir parça çikolata....






Biz de bugün kendimizi ve sevdiklerimizi mutlu edelim. Çikolatanın aslını yapmak hem meşakatli, hem ayrı bir uzmanlık alanı olduğundan bu konuya girmeden, çok daha kolay bir yoldan, hazır kuvertür çikolata kullanarak yani yüksek kakao oranına sahip, külçe çikolatadan yapacağız.

Çikolatanın yanı sıra erittiğimiz çikolatayı şekillendirmek için piyasada bolca satılan silikon kalıplara da ihtiyacımız var.

Bu malzemeler elimizin altında olduğunda, kendi zevkimize göre çikolatalar yapmamamız için hiç bir neden yok.

İsteğinize göre bitter, sütlü, ya da beyaz (fildişi) kuvertür çikolatayı bıçak yardımıyla kıyarak, benmari usulü  (ocak üzerinde su dolu bir kabın üzerine diğer bir kabı oturtarak alttaki suyun ısısında malzemeyi eritmek ) eriterek kullanacağımız kalıplara döküyoruz. Bu aşamada hazırlayacağımız çikolataların içlerine isteğimize göre fındık, fıstık, badem gibi malzemelerle çeşitlendirebiliriz





Kalıpları yaklaşık 20 dakika kadar oda ısısında beklettikten sonra buzdolabına koyup yeterince katılaşmalarını sağladıktan sonra, şekilleri ve iç mazlzemesi bize ait çikolatalar hazır.


Bir öneri; hazırlamış olduğunuz bu çikolataları,  yapacağınız pasta, kek ve tatlılarda dekor amaçlı kullanabilirsiniz.

Mutlu olun, mutlu kalın...

Afiyet olsun.



İçi yumuşacık pandispanya, çikolatalı fındık - fıstık, damakta eriyen krema, dışı şeker hamurundan, şık, ev yapımı doğallığında...

Özel günlerinizde size özel olarak yapılacak her türlü ürün için sipariş hattından ulaşabilirsiniz.

















Yumuşacık, söz dinleyen, sizi üzmeyen mayalı bir hamurdan, yine aynı güzellikte bir poğaça. Görsel bir şölen adeta. Ve yapılış aşamalarını izlediğinizde ne kadar kolay yapılabildiğini de göreceksiniz.

Hamuru gül şekli vererek kullanabileceğiniz gibi, klasik poğaça şekliylede kullanmanız mümkün. İç malzemesinde de seçenek geniş. Benim yaptığım gibi beyaz peynir kullanarak uygulanabileceği gibi, kıyma, ıspanak, patates ile hazırladığınız harçları da kullanabilirsiniz.

Mayalı hamurlarda iyi bir sonuç elde etmek için, yapımına başlamadan önce dikkat etmeniz gereken tek şey, kullanılacak malzemelerin tümünün oda ısısında olması. Bu hamurun içindeki ısı dengesizliğini önleyerek hamurun yeterli derecede kabarmasını sağlar.







1 adet yumurta
1 çay bardağı sıvı yağ
1 çay bardağı ılık süt
1 çay bardağı ılık su
1 paket instant maya
Yaklaşık 400 gr. un
2 çay kaşığı tuz

İç Harcı İçin;
100 gr. beyaz peynir (az yağlı)
1/3 demet ince kıyılmış maydanoz


Üzeri İçin;
1 adet yumurta sarısı
Susam

Unu tezgah üzerine alarak ortasını çukur açın. Bu çukur kısmın içerisine yumurtayı kırın. Süt, su, sıvı yağ, maya ve tuzu ekleyip hafif ele yapışan bir hamur elde edinceye kadar yoğurun. Un miktarı az gelmiş ise ilave un ekleyebilirsiniz.

Hazırladığınız hamurun üzerini örterek oda ısısında hacmi iki katına çıkana kadar mayalanmaya bırakın.

Diğer taraftan beyaz peyniri bir tabak içerisinde çatalla ezin, kıyılmış maydanozu ekleyerek karıştırın.

Mayalanmış hamurdan mandalina büyüklüğünde parçalar kopartarak, tezgah üzerinde elinizin yardımyla yuvarlak şekilde açın. Hamurun kenarlarına bıçakla ortasında boşluk kalacak şekilde 4 adet kesik atın.
Orta kısımda boş kalan yere peynirli harçtan koyun. Hamurun kesilen parçalarını karşılıklı olarak peynirin üzerine sarın.







Hazırladığınız poğaçaları yağlı kağıt serilmiş fırın tepsisine dizin. Üzerlerine yumurta sarısı sürüp, susam serpin.

Önceden ısıtılmış 175 derece ısılı fırında üzerleri kızarana kadar pişirin.

Afiyet olsun.
Her eve, her zaman lazım. Aniden gelen konuklara, tatlı düşkünü damaklara, dolabın karşısına geçip bir tatlı olsa da yesek diyenlere.

Hepiniz eminim sıkça yapıyorsunuzdur. Ben daha pasta görünümlü bir reçete paylaşacağım sizlerle. Birçok kafede gördüğünüz şekliyle. Tam bir çikolata bombası diyebiliriz. Bir de böyle deneyin. Pişman olmazsınız derim.









2 paket pötibör bisküvi
1 + 1/2 çay bardağı süt
1 + 1/2 çay bardağı toz şeker
4 yemek kaşığı kakao
80 gr. bitter çikolata
100 gr. tereyağ

Üzeri için (Ganaj Sos)
1/2 paket krema
150 gr. bitter çikolata

Süslemek İçin;
Toz Antep fıstığı

Pastanın yapımına başlarken öncelikle içinde kullanacağımız çikolatayı benmari usulü yani su dolu bir tencerenin üzerine başka bir kap koyarak çikolatayı altta ısının su ile eritmeliyiz. Bu işlem bir tarafta gerçekleşirken, bisküvileri derin bir kase içerisine küçük parçalar halinde kırın. Tereyağını bir tencerede eritin. İçerisine toz şekeri ve kakaoyu ekleyip karıştırarak şekerin erimesini sağlayın.

Hazırladığınız tereyağlı karışımı, eriyen çikolatayı ve sütü bisküvilerin üzerine dökerek, tüm malzemenin birleşmesi için iyice karıştırın.

Bu karışımı bir poşet serdiğiniz (buzdolabı poşetleri bu durumda çok işe yarıyor) yuvarlak bir kek kalıbı ya da kase içerine düzgün bir şekilde yayın. Sertleşmesi için birkaç saat buzlukta bekletin.

Pasta buzlukta beklerken biz de üzerinde kullanacağımız  ganaj sosu hazırlayalım.

Bunun için küçük bir tencereye kremayı koyup kaynatmadan ısıtın. Isınan kremanın içine küçük parçalara ayırdığınız çikolatayı koyarak, çikolatanın tamamı eriyene kadar karıştırın. Çıkardığınız pastanın üzerine ganaj sosu dökün. Pastanın kenarlarını ya da üzerini Antep fıstığı ile süsleyin. Buzdolabında üzerine döktüğünüz sos katılaşana kadar bekletin. Daha sonra dilimleyerek servis yapın.

Afiyet olsun.
Pilav - makarna kullanacağınız yerlerde, bunlara alternatif değişik bir yemek aradığınızda, bu tarif tam da bunun için. Hazırlamak için çok fazla malzemeye ve zamana ihtiyacınız yok. Ufak birkaç dokunuşla bildiğimiz kuskus makarnasını şölene dönüştürelim :)





1 adet kuru soğan
3 diş sarımsak
2 adet domates
2 adet yeşil biber
100 gr.haşlanmış mantar
1 kahve fincanı zeytinyağ
1/2 paket kuskus
Tuz
Karabiber
Kırmızı pul biber (isteğe bağlı)


Kuskusu bol kaynar tuzlu suda hafif diri kalacak şekilde haşlayıp suyunu süzün.

Kuskusun haşlanması sırasında kesme tahtasında sarımsakları ince kıyın.. Kuru soğanı küçük küpler halinde doğrayın. Aynı şekilde domatesleri de kabuklarını soyduktan sonra küp küp doğrayın. Yeşil biber ve mantarları da ince ince dilimleyin.

Tencereye zeytinyağını koyup kızdırdıktan sonra, önce ezilmiş sarımsakları, ardından soğanları ekleyerek kavurun. Domatesleri ekleyip sularını bırakıp çektikten sonra, biber ve mantarları ekleyerek soteleme işlemine devam edin.

Sotelenmiş sebzelerin üzerine haşlanmış kuskusu ilave edin. Tuz, karabiber, seviyorsanız kırmızı pul biberle tatlandırın. Ateş üzerinde birkaç dakika daha tuttuktan sonra ocaktan alın.

Yemeğiniz servise hazır.

Afiyet olsun.


Makarnanın dayanılmaz cazibesi :) Her sofrada sıklıkla tükettiğimiz, büyük bir iştahla yediğimiz hatta hiç hayır diyemediğimiz doyumsuz lezzet.

Bugün fırında yapalım istedim. Börek gibi, keserek dilim dilim. Etlerin yanına garnitür, salatanın yanına ana yemek ya da tek başına ziyafet. İçeriğine bakınca göreceğiniz gibi hazırlaması da gayet kolay. Süt ve peynirlerle beraber lezzetini ikiye katlıyor.





1/2 paket kalem makarna
150 gr. beyaz peynir.
150 gr. rendelenmiş kaşar peynir

Beşamel Sos İçin;
3su bardağı süt
3 yemek kaşığı un
100 gr. tereyağ
2 adet yumurta 
Tuz
Karabiber

Bu reçetede öncelik beşamel sosun. Bunun için bir tencerede tereyağını eritin. Eriyen yağa unu ekleyerek, rengi dönüp kokusu çıkana kadar kavurun. Sonra karıştırmaya ara vermeden sütü ekleyin. Tuz ve karabiber ile tatlandırın. Kıvamı koyulaşana kadar pişirin. Pişirdiğiniz sosu arada karıştırarak, üzerinin kabuk tutmamasını sağlayarak ılınmaya bırakın.

Bir başka tencerede makarnayı haşlamak için su kaynatın. Tuz ekleyin. Makarnaları hafif diri kalacak şekilde haşlayıp suyunu süzün. Geniş bir kase içerisine alın.

Beşamel sos soğuduktan sonra içerisine yumurtaları kırıp, karıştırın. Beyaz peyniri çatalla ezip, karışıma ekleyin ve bu harcı makarnaların üzerine dökerek, iyice karıştırın.

Isıya dayanıklı bir fırın kabının tabanını yağladıktan sonra karışımı içerisine yayın. Üzerine rendelenmiş kaşar peynirini serperek, önceden ısıtılmış 180 derece ısılı fırında üzeri kızarana kadar pişirin.

Dilimleyerek servis yapın.

Afiyet olsun.


Çiçek çiçek bu yemyeşil, mucize sebzeyi biliyorum çoğumuz çok da severek yemiyor. Yiyenlerde faydasını bildiğinden şifa niyetine :) Bu salata belki de olumsuz düşünceleri değiştirebilir.

Brokoli cidden çok faydalı bir btki. Mevsiminde bol bol tüketmekte fayda var. Hele ki çocukların sık sık tüketmelerinden yanayım. Gelin görün ki bizim evde daha haşlanması sırasında çocuklardan olumsuz sesler yükselmeye başlıyor. Belki de birçoğumuzun evinde böyle. İçerisine biraz farklı malzemeler ekleyerek daha sempatik hale getirebiliriz aynı bu salatada olduğu gibi. Bana kalsa üzerinde biraz limon suyu ve tuz olsa bile iştahla yiyebilirim.









500 gr. brokoli
1 kutu haşlanmış mısır konservesi
1 adet kırmızı  kapya biber
5 - 6 adet kornişon turşu
200 gr. haşlanmış mantar
1/2 su bardağı zeytinyağ
1 adet limon suyu
Tuz


Brokolileri temizledikten sonra çiçeklerine ayırıp, kaynar tuzlu suda, ezilmeden haşlayın. Haşlandıktan sonra direk soğuk suya atarak şoklama yapın. Bu brokolilerin renginin yemyeşil olmalarını sağlar.

Mantarları ince ince dilimleyin. Kırmızı biberi yıkadıktan sonra çekirdeklerininden temizleyip, küçük küpler halinde doğrayın. Aynı şekilde turşuyu da küp küp doğrayın.

Bir kase içinde brokoliler ve doğranmış malzemeleri birleştirin. Bu karışıma suyunu süzdüğünüz mısır konservesini de ekleyip iyice karıştırın.

Salatanın sosu için zeytinyağını ve limon suyunu azrzunuza göre tuzla beraber bir bardak içinde karıştırarak brokolilerin üzerine dökün.

Yeşilli kırmızılı sarılı renk cümbüşü salatanız hazır.

Afiyet olsun.
Canınız çayınızın ya da kahvenizin yanına şöyle güzel bir atıştırmalık çekerse, bu vişneli muffinler tam ihtiyacınıza göre.

Ben tatlılarda vişnenin verdiği buruk tadı çok seviyorum. Yazdan kışa, derin dondurucuda en zahmetsiz saklanan ürünlerden olan vişneyi, mevsiminde temizledikten sonra çekirdeklerini çıkarıp poşetlleyip saklıyorum. Kış ortasında ihtiyacım olduğunda zahmetsizce kullanabiliyorum.

Bu reçete en çok kullandığım reçetelerden biri. Çok pratik, servisi kolay, lezzetli aynı zamanda. Çocuklara da meyve yedirmenin iyi bir yolu.





3 adet yumurta
1 su bardağı toz şeker
1 çay bardağı sıvı yağ
1 çay bardağı süt
2 su bardağı un
1 paket kabartma tozu
1 paket vanilya
2/3 su bardağı vişne


Öncelikle kuru malzemeleri; un, vanilya ve kabartma tozunu eleyin.

Çırpma kabına yumurtaları kırın. İçerisine şekeri ekleyerek, yumurtalar beyazlaşana kadar mikser ile çırpın.
Sıvı yağ ile sütü ekleyip çırpmaya devam edin.

Bu karşıma elediğiniz kuru malzemeleri ilave ederek, spatula yardımıyla yumurtaların kabarıklığını söndürmeden karıştırın.

Kek karışımını ister muffin kalıplarını yağlayıp unladıktan sonra, ister muffin kalıbının içine kağıt kapsüller yerleştirerek paylaştırın.

Her birinin üzerine 4 - 5 adet vişne tanesini, hamura hafif  batırarak koyun.

Önceden ısıtılmış 175 derece ısılı fırında yaklaşık 20 dakika pişirin.

Muffinler soğuduktan sonra servis edilmeye hazır  :)

Afiyet olsun.
Görüntüsünü pideye çok benzettiğim için bu ismi verdim. Ama yapılışı pide gibi el oyalamıyor. Çok pratik ve çıkan sonuç hem göze hem mideye hitap eder cinsten. Hazır yufka kullanarak hazırlayacağız. Hamur açmadığımız için kısa sürede hazırlanıyor. Yufkaların arasında kullandığımız sıvı harç sayesinde, piştikten sonra çıtır çıtır oluyor. Ben beyaz peynirli harç kullandım içerisinde. Ama bu değişkenlik gösterebilir, şart değil yani. Kıymalı ya da patatesli iç harcı da kullanabilirsiniz. Her şekilde yapım aşaması aynı. Klasik yufka böreklerinin görünümünde bir değişiklik yapalım, çay ile beraber günün istediğimiz saatinde güzel bir mola verelim.








3 adet yufka
200 gr. az yağlı beyaz peynir
1 kase ince kıyılmış maydanoz

Yufkaların Arasına Sürmek İçin;
1 adet yumurta
125 gr. katı yağ  (margarin ya da tereyağı)
1 su bardağı süt



Böreğin hazırlıkarına başlarken öncelikle sıvı harcı hazırlayalım. Bunun için kullanmak istediğiniz katı yağı bir tavada eritip ılıtın. Yumurtayı bir kase içinde iyice çırpın ve erittiğiniz yağ ile sütü ekleyerek iyice karıştırın.

Beyaz peyniri çatalla bir tabak içinde ezip, kıyılmış maydanozu ekleyerek karıştırın.

Yufkaları tezgah üzerine yayarak ortalarından ikiye kesin. Böylece 6 yarım yufka elde edeceksiniz.

Yarım yufka parçasını tezgaha yayın. Üzerine fırça yardımıyla sıvı harçtan her tarafına sürerek ıslatın. Üzerine beyaz peynirli harçtan serpin.






Hazırladığınız bu yufka parçasını, bir ucundan diğer ucuna kadar  büzdürerek katlayın.










Hazırladığınız yufkayı yağlı kağıt serdiğiniz fırın tepsisine yerleştirin. Kalan yufkalar için de aynı işlemleri uygulayıp, tepsiye yanyana boşluk bırakmadan dizin. Bu işlemler bittikten sonra sıvı harçtan kalanı yufkaların üzerine sürün.




Önceden ısıtılmış 175 derece ısılı fırında üzeri pembeleşene kadar pişirin. Fırından çıkarıp ilk sıcaklığı geçtikten sonra dilimleyerek servis yapın.

Afiyet olsun.