Karadeniz denildiğinde aklımıza gelen ilk yemeklerden birisi. Ben Karadeniz dışında yaşayanların, gerek pişirmesini, gerek tadını bilmemelerinden dolayı faydası çok, bu güzelim sebzeye gereken değeri vermediğimizi düşünüyorum.

Karadenizli olmamama rağmen, dostlar sayesinde kültürüyle ve yemekleriyle tanıştım. Kültürler farklı olsada yemek her zaman birleştirici bir unsur olmamış mıdır ? Yöresel yemekler hep favori yemeğimdir.  Hele bu yemeğin besin değeri de gözönüne alınırsa, sıklıkla herkesin pişirmesinden yanayım.

Aslen Erzincanlı, doğma, büyüme bir İstanbullu'nun yorumuyla buyrun karalahana çorbasına :) Sürçü lisan ettiysem affola.






1 demet karalahana
2/3 su bardağı haşlanmış kuru fasülye
1/2 su bardağı pirinç
1 yemek kaşığı salça
1 yemek kaşığı mısır unu
2 yemek kaşığı tereyağ
2 yemek kaşığı zeytinyağ
1 adet kuru soğan
Tuz
Kırmızı pul biber


Karalahanaları bol su ile iyice yıkayın. Saplarını keserek çok ince doğrayın. Bir miktar tuz ile ovarak (acısını çıkartmak için) tekrar sudan geçirip, suyunu süzün.

Bir tencere içerisine yağları koyarak eritin. Üzerine küp küp doğranmış kuru soğanı ekleyip kavurun. Salçayı ekleyin, kavurun. Üzerine karalahana, yıkanmış pirinç, haşlanmış fasülye, tuz, pul biber ve yeterli derecede su ilave ederek, tüm malzeme yumuşayana kadar pişmeye bırakın.

Çorbanın kıvamı klasik çorba kıvamından daha koyu olmalı. Bu nedenle pişirme sırasında eksilen suyun yerine ilave edeceğiniz miktarı bu noktaya dikkat ederek koymalısınız.

Son olarak çorbayı ateşten almadan önce mısır ununu da ekleyerek bir taşım daha kaynattıktan sonra, kaselere boşaltarak servis edebilirsiniz.

Bir öneri; çorbanın içinde et suyu da kullanabilirsiniz. Ayrıca fasülye yerine aynı şekilde haşlanmış barbunya da kullanabilirsiniz.

Afiyet olsun.

0 Responses