Blog sayfamız daha kapsamlı, daha anlaşılır, daha düzenli, tariflere daha kolay ulaşabilmek için yenilendi.
Buradaki ve daha birçok yeni tarifler için artık www.tarifdefterimden.com adresindeyiz. Bol lezzetli tariflerde görüşebilmek üzere..
Sabah kahvaltılarında, kimi zaman da evde yemek yokken kurtarıcı olarak yaptığımız menemenin içeriğini biraz değiştirelim mi ? Yanıtınız evet ise işte tarifimiz :)

Soğan, beyaz peynir ve fesleğen ile , mevsimindeki olgun domateslerle birlikte yapıldığında gerçekten tam bir lezzet patlamas.

Kış mevsiminde ben memenen tüketmekten kaçınırım. Çünkü içeriğindeki domatesler sera domatesi ki , turfanda sebze ya da meyve tüketmek sağlık açısından hiç yararlı değil. Yazdan yaptığımız domates konservesi de tazesinin yerini tam anlamıyla tutmadığı için,yaz mevsiminde doya doya bu yemeğin yapılması taraftarıyım.


İşte mevsiminde olgun dometeslerle, ihtiyaç olduğu an sofralarınıza renk katacak, aslen aynı, lezzeti daha yoğun menemenimiz:



2 adet yumurta
2 adet domates
1 adet küçük boy kuru soğan
2 - 3 adet sivri biber
1 kibrit kutusu büyüklüğünde beyaz peynir
1 tatlı kaşığı tereyağ
2 yemek kaşığı zeytinyağ
2 - 3 yaprak fesleğen
Tuz
Karabiber
Pul biber

Tavaya tereyağ ve zeytinyağını koyduktan sonra eritin. Çok küçük küpler halinde kestiğiniz soğanı ekleyip kavurun. Üzerine küp kesilmiş domatesleri, ince dilimlenmiş biberleri ilave ederek soteleyin. Tuz, karabiber ve pul biber ile tatlandırın. Bir kase içerisinde bir tutam tuz ile çırptığınız yumurtaları domateslerin üzerine dökün. Yumurtalar biraz kıvam almaya başladıktan sonra, çatalla ezdiğiniz beyaz peyniri üzerine eşit şekilde yayın. Son olarak ince kıyılmış fesleğeni serpin.

Tarif ölçüsü yaklaşık 2 kişilik. Siz ihtiyacınıza göre miktarları arttırabilirsiniz.

Afiyet olsun.


Severek yediğimiz dürümlerimizin yabancı versiyonu.

Wrapler tortilla ekmeğine sarılarak hazırlanıyor. Meksika mutfağına ait, normal ekmeğin yerine tüketilen bir ekmek çeşitidir. Bu ekmekler beyaz undan yapıldığı gibi, kepekli, tahıllı undan da hazırlanarak çeşitlilik gösteriyor.

Wrapler iç malzeme olarak çok değişik şekillerde hazırlanabilir. Örneğin sebzeli, tavuklu, balıklı ya da bugün yapacağımız gibi etli. Hem hazırlanması kolaydır, hem doyurucudur. Tabi göze hitabını da atlamayayım. Şimdilerde birçok kafenin yemek menüsünde sıklıkla rastladığımız bu yemeği, kendi mutfağımızda hazırlamamamız için hiç bir neden yok.




500 gr. ince şeritler halinde kesilmiş dana eti
1 adet kuru soğan
2 - 3 diş sarımsak
2 yemek kaşığı zeytinyağ
1 adet ince şeritler halinde kesilmiş kapya biber
2 adet ince şeritler halinde kesilmiş yeşil biber
1 tatlı kaşığı domates salçası
200 gr. ince dilimlenmiş mantar
Tuz
Karabiber
200 gr. rendelenmiş kaşar peyniri
Tortilla ekmeği

Zeytinyağını bir tavanın içerisine alıp kızdırın. Küçük küpler halinde kesilmiş soğan ve sarımsağı ekleyerek kavurun. Etleri ilave ederek yüksek ısıda kavurmaya devam edin. Sırasıyla mantarları, biberleri ekleyip soteleyin. Domates salçasını 1 çay bardağı su ile karıştırarak etlerin üzerine döküp, tuz ve karabiber ile tatlandırdıktan sonra etler iyice yumuşayana kadar pişirin.

Hazırladığınız bu harcı tortilla ekmeğinin bir tarafına yayın. Üzerine renedelenmiş kaşar peyniri serpin. Ekmekleri iki tarafından içe katlayın. Sonra baş taraftan içe sıkıca sararak rulo yapın.

Etli harcınız bitene kadar ekmekleri bu şekilde hazırlayın. Wrapleri ortadan verev olacak şekilde kesip servis tabağına yerleştirin. Yeşilliklerle süsleyerek servis yapın.

Afiyet olsun.
Denenecek tarifler listemde yeralan bir tarifti kendileri :)

Yazın bu sıcak günlerinde, akşama misafir de geliyorken, biraz değişik, duruma ve konuma uygun bir tatlı yapmak gerektiğinden, defterler karıştırılırken aklıma geldi ve sıvayıp kolları başladım yapmaya.

Krem karamel çok sevilen yumurta bazlı bir tatlıdır. Kramelize olmuş şeker tadını tavana çıkarır. Bu tarifin bilinen krem karamelden farkı, altında kakaolu bir kek tabanın olması. Kramelize olmuş şeker piştikten sonra, eriyik hale gelip, keki ıslattığında tatlıya güzel bir efekt veriyor. Böylelikle üç katmanlı, göze ve damağa çok güzel hitap eden bu tatlı ortaya çıkıyor.  Fotoğrafına baktığınızda biraz çekimser yaklaşabilirsiniz, yapabilir miyim diye. Tarifin tutmama olasılığı inanın yok. Deneyip fark yaratın derim.




Karamel İçin;
100 gr. toz şeker

Krem İçin;
1/2 lt. süt
4 adet yumurta
100 gr. toz şeker
2 paket vanilya

Kek İçin;
60 ml. süt
2 adet yumurta
1/2 paket kabartma tozu
1 paket vanilya
20 gr. kakao
60 ml. sıvı yağ

Tatlının yapım aşamasına  karameli yapmakla başlayalım. Bunun için küçük bir tavaya şekeri koyup orta hararetli ateş üzerinde şeker eriyip, bal rengine dönüşene kadar pişirin. Ortası delik, orta boy bir kek kalıbının tabanını kaplayacak şekilde dökün.

Şeker tabanının üzerine dökmek için şimdi krem tabanını hazırlayabiliriz. Bunun için sütü, şekeri, vanilyaları bir çırpma kasesine alın. Mikser ile bir tur karıştırın. Yumurtaları çırpmaya ara vermeden teker teker kırın. Bu karışımı şekerin üzerine boşaltın.

Son olarak kekini hazırlayacağız. Yumurtalar ve şekeri bir çırpma kabına alıp yumurtaların rengi beyazlaşana kadar yaklaşık 4 - 5 dakika çırpın. Süt ve sıvı yağı ekleyip çırpmaya devam edin. Un, kabartma tozu ve vanilyayı eleyerek karışıma ekleyin. Bu aşamadan sonra mikser kullanmadan, spatula yardımıyla unu karışıma yedirin. Kek karışımını kalıptaki yumurtalı karışımın üzerine boşaltın.

Kek kalıbınızı içi su dolu bir tepsinin içerisine yerleştirin. Su miktarı kalıbın yarısına kadar gelecek kadar olmalıdır. Önceden ısıtılmış 175 derece ısılı fırında yaklaşık 40 dakika kadar pişirin.

Pişen tatlıyı su dolu tepsinin içerisinden çıkartıp, oda ısısına geldikten sonra buzdolabında 8 - 12 saat arası bekletin.

Soğuyan tatlıyı kalıptan kolay çıkması için  1 dakika kadar sıcak su buharının üzerinde tutun. Tatlıyı servis tabağına ters çevirerek servis yapın.

Afiyet olsun.
Ege'den bir esinti. Yöredeki adıyla karnı kara salatası. Bulgur, bolca yeşillik, börülce ile birlikte tadına doyulmaz, oldukça doyurucu bu salatayı oluşturuyor.




1 su bardağı kuru börülce
1/2 su bardağı ince bulgur
3 - 4 adet taze soğan
1 adet kapya biber
1/4 demet nane
1/4 demet maydanoz
1/4 demet dereotu
Nar ekşisi
Sirke
Zeytinyağ
Tuz

Bir gece önceden ıslatılmış börülceyi bol su ile ezilmeden haşlayın. Bulguru bir kaseye alarak üzerini geçecek kadar sıcak su içerisinde yumuşatın.

Geniş bir kase içerisine börülce ve bulguru koyun. İnce doğranmış taze soğan ve kapya biberi ekleyin. Yine çok ince kıyılmış dereotu, maydanoz ve naneyi ilave edin. Damak zevkinize uyan miktarda zeytinyağ, nar ekşisi, sirke, tuz ilave ederek malzemelerin birbirine geçmesi için iyice karıştırın.

Salatayı kaselere alarak servis yapın.

Afiyet olsun.


Yaz ya da kış hiç farketmez, çorbanın mevsimi, zamanı ve saati olmaz. Çorba demek, sağlık demektir.

Bugün paylaşmak istediğim çorba, çok basit malzemelerle -hemen hepimizin evinde bulunan- çarçabuk hazırlanıyor. Lezzetine gelince, hani bazen bir kaşık yemek yeriz damağımızda bıraktığı lezzetiyle vayyy beee deriz ya işte tam da bu cinsten. İçeriğinde bulunan zencefil ve süt sayesinde besin değeri de oldukça yüksek. Benim özellikle kış mevsiminde, bağışıklık sistemini güçlendirmek için çok sık yaptığım çorbalardan birisidir.








3 - 4 adet patates
1 adet soğan
2 diş sarımsak
1 çay kaşığı zencefil
2 yemek kaşığı zeytinyağ
1 yemek kaşığı tereyağ
3 - 4 su bardağı su
1 çay bardağı süt
Tuz
Karabiber


Tereyağ ve zeytinyağını tencerenin içine alarak eritin. İri küp şeklinde kestiğiniz soğanı, ezilmiş sarımsakları ekleyerek kavurun. Soyulmuş ve yine iri küpler halinde kesilmiş patatesleri de ilave ederek patatesler yumuşayana kadar kavurmaya devam edin. Zencefil, tuz ve karabiberle tatlandırın. Üzerine suyu ilave ederek kaynamaya bırakın.

Patatesler iyice yumuşadıktan ve su ile özleştikten sonra ateşten alın. El blenderi ile pürüzsüz bir karışım elde edene kadar karıştırın. Tencereyi tekrar ateşin üzerine alarak sütü ilave edin. Bu aşamada eğer çorbanızın kıvamı koyu ise su ve süt ilavesi ile kıvamını ayarlayabilirsiniz. Bir taşım daha kaynattıktan sonra ateşten alın.

Kaselere boşalttığınız çorbanızın üzerini maydanoz ile süsleyerek servis yapın.

Afiyet olsun.



Pastacılık okulunda, okul bitimine doğru, yazılı ve bireysel performans olarak sınava girmiştik. Performans sınavında her birimiz kendimize ait bir tarifi uygulamalı olarak yapıp not aldık. Bugün paylaşacağım tarif işte bunlardan biri. Arkadaşım tarifinin tanıtımını yaparken kolay yapıldığını, lezzetinin çok güzel olduğunu, tarifin annesine ait olduğunu söylemişti. Gerçekten de hazırlık aşaması kolay, sonunda çıkan lezzeti mükemmeldi.

El altında bulunan malzemelerle çok çabuk hazırlayabileceğiniz, ağzınızda dağılan bu küçük lezzet toplarını en kısa zamanda denemenizi öneririm. Benim gibi evden eksik olmayacak bir kurabiye güzeliniz olacak :)



Tarifte kullanılan bardak ölçüsü büyük boy çay bardağı ölçüsüdür.

2 adet yumurta sarısı
250 gr. tereyağ veya margarin
1 çay bardağı pudra şekeri
1 paket vanilya
1 paket kabartma tozu
5 çay bardağı un

Bir kase içerisine yumurta sarıları, yağ ve şekeri koyarak elinizle karıştırın. Bu karışımın üzerine kabartma tozu, vanilya ve unu eleyerek ekleyin. Ele yapışmayan yumuşak bir hamur oluşana kadar yoğurun.

Hamurdan ceviz büyüklüğünde parçalar kopartarak yuvarlak toplar hazırlayın. Yağlı kağıt serdiğiniz fırın tepsisine aralıklı olarak dizin. Önceden ısıtılmış 175 derece ısılı fırında üzeri pembeleşene kadar pişirin.

Pişen kurabiyeler soğuduktan sonra üzerine pudra şekeri serperek servis yapın.

Afiyet olsun.
Seviyoruz yaz mevsiminin sebzelerini. Hatta hastasıyız :)

Sizinle bugün çok hafif, çok lezzetli, bol vitaminli bir yemek tarifi paylaşmak istiyorum: kabak borani. Çoğu yerde etli yapılan, yoğurtla yenen bu yemeği, etsiz olarak hazırlayacağız. Ama siz yanında yoğurdu ihmal etmeyin.




500 gr. kabak
2 diş sarımsak
1/2 demet dereotu
3 adet domates
1 adet kuru soğan
2 yemek kaşığı pirinç
Tuz
Karabiber
1/2 çay bardağı zeytinyağ

Ön hazırlık olarak yıkanmış kabakları soyup, ikiye keserek dilimleyin. Domates ve soğanın kabuklarını soyup küp küp doğrayın.  Dereotunu ince kıyın. Sarımsakları ezin.

Bir tencereye zeytinyağını koyup, soğanı ve sarımsağı kavurun. Domatesleri ekleyerek suyunu salıp çekene kadar pişirin. Kabakları, yıkanmış pirici ilave edin. Tuz ve karabiberle tatlandırın. Üzerine yaklaşık 1 bardak su koyarak pişmeye bırakın. Arada kontrol ederek, gerekirse azalan suyun yerine ilave su koyun.

Soğuttuğunuz yemeği servis tabağına alın. Üzerine dereotunu serperek servis yapın.

Afiyet olsun.


En güzel zeytinyağlı yöresel yemeklerden birisi. Karadeniz'in bu çok bilinen yemeği, benim yaz aylarında en favori yemeklerimden. Fasülyeyi zaten çok severim, bir de pirinç ve biraz şekerle buluşunca, tadını kat kat arttırmış. El altında bulunan malzemelerle, kolaylıkla, kısa sürede hazırlayıp, keyifle tüketilir :)




500 gr. taze fasülye
1 adet kuru soğan
2/3 çay bardağı pirinç
Tuz
Karabiber
1 çay kaşığı toz şeker
1/2 çay bardağı zeytinyağ


Fasülyeleri yıkadıktan sonra, kenarlarını  temizleyip, 1 cm. genişliğinde verev şekilde kesin.

Bir tencereye zeytinyağını koyup kızdırın, küp küp kestiğiniz soğanı ekleyerek kavurun. Soğanlar pembeleşince fasülyeleri ilave ederek kavurmaya devam edin. Yıkayıp süzdüğünüz pirinçleri ekleyin. Üzerlerini geçecek miktarda su ilave edin. Tuz, karabiberle tatlandırın, şekeri ekleyin. Tencerenin kapağını kapatarak pişmeye bırakın.

Pirinçler suyu çektikten sonra eğer hala yumuşamamışlarsa bir miktar daha su ilave edebilirsiniz. Pişen yemeği tencerede demlenmeye bırakıp, soğuduktan sonra servis yapabilirsiniz.

Afiyet olsun.
Tadı çok güzel, hamuru ekmek hamuru kıvamında yumuşacık, porsiyonluk, özellikle sabah kahvaltılarında çay ile birlikte yenilebilen muffinler. Muffinleri tatlarının yanı sıra, görünüşleri ve kolay servis edilebilir olması nedeniyle çok seviyorum. Kalıp seçiminize göre boyutlarını kendiniz ayarlayabiliyorsunuz bu da diğer bir tercih nedenim. Bu tarifi denemenizi özellikle öneririm. Mantar ile dereotunun hamura verdiği farklılığı eminim siz de beğeneceksiniz.









150 gr. un
60 gr. sıvı yağ
1 diş sarımsak
3 adet yumurta
100 gr. rendelenmiş kaşar peynir
1 paket kabartma tozu
300 gr. manttar
130 gr. ılık süt
1/2 demet dereotu
Tuz
Karabiber

Üzeri İçin;
Susam


Muffinleri hazırlamaya başlamadan önce, içine koyacağımız mantarlı harcı hazırlayalım. Bunun için mantarları temizledikten sonra ince dilimleyin. Bir tavaya yaklaşık 2 yemek kaşığı zeytinyağınnı koyup kızdırın. İkiye böldüğünüz sarımsağı atıp, yanmamasına dikkat ederek kavurun. Mantarları ekleyip yüksek ateşte kavurun. Tuz ve karabiberle tatlandırın. Sarımsağı tavanın içinden  alın, ince kıydığınız dereotunu ekleyip soğumaya bırakın.

Bu işlemden sonra hamurun hazırlıklarına başlayabiliriz. Bunun için unu, kabartma tozunu, bir çay kaşığı tuz ve bir tutam karabiberi bir kaseye eleyin.  Bir çırpma kabına yumurtaları kırıp, kabarana kadar çırpın. Yumurtalara önce elenmiş unu sonra ılık sütü son olarak sıvı yağı ekleyip spatula ile karıştırarak homojen bir karışım elde edin. Bu karışıma peyniri ve mantatrları ilave edip tekrar karıştırın.

Hamuru içleri çok iyi yağlanmış muffin kalıbına boşaltın. Üzerlerine susam serpin. Önceden ısıtılmış 175 derece ısılı fırında yaklaşık 30 dakika pişirin. Soğuttuktan sonra kalıptan çıkartarak servis yapın.

Afiyet olsun.
Hormonlu kocaman çilekler tezgahlardan çekilip, yerine küçük, mis kokulu hormonsuz çilekler çıkınca, zamanını geçirmeden yapılacak en güzel ürünlerden birisi çilek reçelidir.

Çocuklarım genelde reçelden çok marmelat tercih etseler de ki bunu reçeli yemesi zor, marmelatı yemesi kolay açıklamasını yaparak kendilerini savunuyorlar, ben her zaman kıvamında yapılmış reçeli marmelata tercih ederim.

Tarifi uyguladığınızda göreceksiniz bu reçeli yapması hiç zor değil. Başta söylediğim gibi güzel, kokulu, hormonsuz olduğuna emin olduğunuz çilek edindiğiniz taktirde, kış boyu keyifle yiyebileceğiniz reçeliniz hazır olacak. Şimdiden kolay gelsin.





1 kg. çilek
1 kg. toz şeker
1 adet limon suyu

Yıkayıp, temizlediğiniz çileklerinizi derin bir tencere içerisine alın. Üzerine toz şekeri ekleyip bir gece boyunca meyvelerin suyunu salıp, şekerin erimesi için bekletin. ( Bu işlemi yapmanız reçelin kaynama süresini azaltacağından, kıvamı hem daha güzel olacak, hem de çilekler daha az ateş üzerinde kalacağından formlarını kaybetmeyecektir )  Ertesi gün tencereyi ocağa alarak kaynatmaya başlayın. Kaynama esnasında oluşan köpüğü kaşık yardımıyla üzerinden alın.

Reçelinizi hazırlama aşamasında karıştırırken, meyvelerin zedelenmemesi için nazik ve sevecen davranmakta fayda var. Aksi taktirde ezilen çileklerin görüntüleri doğrusu çok hoş olmuyor.

Reçelin suyu koyulaşmaya başladıktan sonra limon suyunu ekleyin ve yaklaşık 5- 10 dakika daha kaynattıktan sonra ateşten alın. Kavanozlara boşaltarak soğumaya bırakın.

Bir öneri ; Reçelin şeker ölçüsü klasik bir ölçüdür. Eğer siz az tatlı bir reçel yapmak istiyorsanız, şeker miktarını 200 - 250 gr. kadar ya da isteğinize göre ölçüde azaltabilirsiniz.

Afiyet olsun.


Benim en sevdiğim sebzelerden birisidir semizotu. Hele bol yoğurtlu olursa :)

Hepimizin yaptığı bu salatayı, - bilemiyorum daha önce denemiş miydiniz -  içine domates ve salatalık koyarak biraz daha zenginleştirdim. Tam bir renk ve tat cümbüşü oldu. Çok az yağ içerdiğinden diyet yapanlar için de güzel bir alternatif. Mevsimi geçmeden paylaşmak istedim.



1 demet semizotu
1 adet salatalık
2 diş sarımsak
1 kase yoğurt
8 - 10 adet çeri domates ya da 1 adet büyük domates
Tuz
Zeytinyağ

Semizotunu ayıklayıp yıkayın, iyice süzün. Ben yapraklarıyla birlikte sap kısımlarını da kullanıyorum. Siz tercihinize göre sadece yapraklarını da kullanabilirsiniz. Geniş bir kase içerisine alın. Çeri domates kullanacaksanız domatesleri dörde kesin, normal dometesi küçük küpler halinde doğrayın. Salatalığın kabuğunu soyduktan sonra küçük küpler halinde doğrayın. Sarımsakları ezin. Bu malzemelerin hepsini yoğurt ile birlikte semizotuna ilave ederek, tuz ile tatlandırdıktan sonra iyice karıştırın.

Salatayı servis kasesine alın. Üzerine çok az zeytinyağ gezdirdikten sonra servis yapın.

Afiyet olsun.
Yemeklere eşlikçi ya da kendisi tek başına bir yemek. Az malzeme, kısa süre, sonuç mükemmel. Barındırdığı buğday ve yeşilliğin sağlığa faydasından hiç bahsetmeyeceğim; çünkü hepimizin malumu. Kısaca bu güzel salatayı en yakın zamanda denemenizi öneririm.







1 su bardağı buğday
1 demet roka
Zeytinyağ
Tuz
Limon suyu
5 - 6 adet kurutulmuş domates
6 - 7 adet siyah zeytin

Buğdayı bir gece önceden önceden ıslatın. Ertesi gün haşlayın, soğutun. Rokaların sap kısımlarını keserek, yıkadıktan sonra bir kaseye  ince kıyın. Kurutulmuş domatesleri 5 - 10 dakika sıcak suda bekleterek yumuşatın. İnce dilimleyerek rokaya ilave edin. Siyah zeytinlerin çekirdeklerini çıkartın, dilimleyin. Buğday ile birlikte rokaya ekleyin.

Zeytinyağ, limon suyu, tuz ilave ederek tatlandırın. Tüm malzemeyi iyice karıştırdıktan sonra servis tabağına alın.

Afiyet olsun.




Sevgili Amerikalıların sabah kahvaltılarında vazgeçilmez yiyecekleri. Pankek nedir derseniz, aslında bir nevi krep. Aralarındaki fark; pankek krep hamurundan daha kalın, daha küçük versiyonlu.

Çok kolay hazırlanır. Tatlı ya da tuzlu tüm kahvaltı ürünlerin yanında keyifle tüketilir. Hatta benim gibi biraz abartarak, üzerine karamel veya çikolata sos gezdirip krema ve meyvelerle süsleyip, tatlıya bile çevirebilirsiniz.

Özellikle hafta sonu kahvaltılarında, sofrayı renklendirmek ve neşelendirmek için birebirdir.




1 adet yumurta
1 su bardağı süt
1 su bardağı un
Bir tutam tuz
1 yemek kaşığı toz şeker
1 paket vanilya
2 yemek kaşığı zeytinyağ
1/2 paket kabartma tozu


Yumurta, süt, toz şeker, vanilya ve zeytinyağı bir çırpma kabına alarak iyice çırpın. Un ile kabartma tozunu bir elekten geçirerek sıvı malzemeye ilave edip tekrar çırpn. Elde ettiğiniz karışım boza kıvamı koyuluğunda olacaktır.

Bir tavayı çok az sıvı yağ ile yağlayıp iyice kızdırın. Pankek hamurundan bir yemek kaşığı dolusunu tavaya aktarın. Tavaya koyduğunuz hamurların aralarında mesafe bırakın ki pişerken kabaracakları için birbirlerine yapışmasınlar. Bu şekilde hamurun hepsi tükenene kadar  arkalı önlü pişirin.

Afiyet olsun.
Canınız tatlı birşeyler yemek istiyor ama diyettesiniz ya da formunuzu korumanız gerekiyor. İşte bu kek böyle durumlar için birebir :) Lezzetli ve sağlıklı. İçinde yağ yok. Bol meyve var. Yani normal bir kekten hiç mi hiç farklı değil. Bir dilimiyle birlikte, yanına çay ya da kahve eşliğinde kendimizi mutlu etme zamanıdır.

Bu kekte kullanacağınız kuru ve taze meyvenin tercihi tamamiyle sizin isteğinize bağlı. Ben elma ve kuru kayısı kullandım. Bunun yerine armut, hurma, kuru incir gibi değişik kombinasyonlarla da yapabilirsiniz.





2 adet elma
100 gr. iri kıyılmış ceviz
250 gr. kepekli un
125 gr. esmer şeker
3 adet yumurta
2 tatlı kaşığı tarçın
10 - 15 adet kuru kayısı
125 ml. süt
1 paket kabartma tozu

Üzerine Serpmek İçin;
Pudra şekeri


Öncelikle elmaların kabuklarını soyup küçük küpler halinde bir kasenin içerisine doğrayın. Üzerine kararmamaları için birkaç damla limon suyu gezdirin. Kayısıları da aynı şekilde küçük küpler halinde doğrayın. Keki pişireceğiniz kalıbı çok iyi yağlayıp unlayın. Bu işlem çok önemli çünkü kekin içerisinde yağ olmadığı için, kalıbınız iyi yağlanmamış olursa, pişirdikten sonra yapışacağından çıkarmakta zorlanabilirsiniz.

Derin bir kase içerisine yumurtaları kırın. Üzerine şekeri ekleyerek yumurtalar kabarana kadar yaklaşık 5 dakika çırpın. Sütü ilave ederek çırpmaya devam edin. Kestiğiniz meyveleri ekleyip spatula ile karıştırın. Bu karışımın üzerine unu, tarçını ve kabartma tozunu eleyerek, yine spatula ile iyice karıştırın. Kek kalıbına dökerek önceden ısıtılmış 180 derece ısılı fırında 40 dakika kadar pişmeye bırakın.

Kek soğuduktan sonra kalıptan çıkararak bir servis tabağına alın. Üzerine pudra şekeri serperek dilimleyip servis yapın.

Afiyet olsun.

Sağlıklı, zinde, kalorisi az, tadı bol, damağa olduğu kadar göze de hitap eden, çok pratik bir salata.

Bu salatada ben kuru erik kullandım bugün. Siz elinizin altında ne varsa, örneğin kuru üzüm, incir, kayısı, yaban mersini gibi meyveleri de rahatlıkla kullanabilirsiniz. Hatta bir kaç çeşidi birden kullanmanız lezzeti dahada arttıracaktır.





1/2 demet roka
1 su bardağı yeşil mercimek
1/2 su bardağı ince bulgur
1/2 su bardağı iri kıyılmış ceviz
Marul yaprakları
Çeri domates
Zeytinyağ
Nar ekşisi
Limon suyu
Tuz
Küp doğranmış kuru meyve çeşitleri


Bulguru bir kase içerisine koyup, üzerini geçene kadar sıcak su ekleyerek şişmesi için bir kenarda bırakın.

Mercimeği bol su ile birlikte bir tencere içerisinde haşlayın. Suyunu süzdükten sonra bulgurun üzerine alarak damak tadınıza göre tuz, nar ekşisi, zeytinyağı, limon suyu ile harmanlayarak tatlandırın.

Yıkanmış yeşilliklerin sularını iyice süzdürün. Servis yapacağınız salata kaselerinin içine marulların yapraklarını dik olarak yerleştiin. Ortadaki çukur kısma önce ince doğranmış rokaları, rokaların üzerine mercimekli karışımı yerleştirin.

Üst kısma ceviz, çeri domates ve meyveleri serpiştirerek servis yapın.

Afiyet olsun.
Öncelikle sizlere granolanın içeriğinden bahsetmek isterim. Granola kuruyemiş ve meyvelerin yulaf , bal ya da pekmezle kavrulmasıyla ortaya çıkan sağlıklı bir alıştırmalıktır. Şu aralar diyet yapanların ve diyetisyenlerin gözdesi.

Gerçekten de oluşturduğu malzemelere baktığımızda özellikle tatlı ihtiyacımızı gidermek için oldukça sağlıklı bir ürün.

Evinizde elinizin altında kuru meyve ve yemişlerin hangisi varsa zevkinize ve tercihinize göre kolaylıkla hazırlamanız mümkün. Hazırladığınız granolayı, hava almayan bir kavanozda yaklaşık 1 ay süreyle tazeliğini ve lezzetini kaybetmeden saklayabilirsiniz.

Kullanım alanı da oldukça geniş. Süt, yoğurt ya da hafif bir sütlü tatlı ile ister sabah kahvaltısında, ister ara bir öğün olarak tüketebilirsiniz. Denediğinizde göreceksiniz gerçekten çok lezzetli bir karışım.

Tarifde verdiğim kuruyemiş ve meyvelerin miktarlarını azaltıp çoğaltabilir, çeşitlendirebilirsiniz. Orijini tereyağ ile yapılıyor. Ama siz tereyağ yerine zeytinyağ ya da farklı bir çeşit sıvı yağ kullanabilirsiniz.





50 gr. tuzsuz iç çekirdek
150 gr. yulaf
50 gr. hindistan cevizi
50 gr. esmer şeker
50 gr. eritilmiş tereyağ veya zeytinyağ
50 gr. bal veya pekmez
1/2 çay kaşığı tuz
50 gr. yaban mersini veya kuru üzüm
30 gr. kabuklu çiğ badem
30 gr. fındık içi
30 gr. ceviz
1 çay kaşığı tarçın


Ceviz, badem ve fındığı iri parçalar halinde bıçakla kıyarak 180 derece ısılı fırında 5 dakika kadar kavurun.

Yulaf ile şekeri bir kase içerisine alıp karıştırın. Üzerine bal, sıvı yağ, tarçın ve tuzu koyarak spatula ile iyice karıştırın. Fırın tepsisine yağlı kağıt serin ve bu karışımı ince bir tabaka halinde üzerine yayın. 150 derece ısılı fırında 40 dakika pişmeye bıakın. Arada kenarlardan içe doğru harmanlayarak her taraftan eşit oaranda pişmesini sağlayın. Pişirme süresinin sonunda tepsiyi dışarı alarak, karışıma çekirdek ve hindistan cevizini ekleyerek karıştırın ve bunların da kavrulması için 5 dakika kadar daha fırınlayın.

Fırından çıkardığınız granolaya önceden kavurduğunuz badem, ceviz, fındık, yaban mersinini ekleyip karıştırın ve soğumaya bırakın.




Granola iyice soğuduktan sonra bir kavanoza aktarıp hava almaması için ağzını sıkıca kapatın.

Afiyet olsun.
Kuru fasülye ve pastırma, ne güzel bir birlikteliksin sen :) Birde güveçte pişince, lezzet kaça katlanıyor artık siz tahmin edin.






2 su bardağı kuru fasülye
3 adet domates
1 adet kuru soğan
2 adet sivri biber
1 tatlı kaşığı domates salçası
10 - 12 dilim pastırma
3 yemek kaşığı zeytinyağ
2 yemek kaşığı tereyağ
Tuz
Karabiber

Bir gece önceden ıslattığınız fasülyeyi sertlikleri kayboluncaya kadar haşlayın. 2 adet domatesi rendeleyin. Kalan domatesin kabuklarını soyduktan sonra küp küp doğrayın. Sivri biberlerin çekirdeklerini çıkarttıktan sonra orta kalınlıkta doğrayın.

Tencereye zeytinyağı ve tereyağını koyup kızdırın. İçerisine küçük küpler halinde doğradığınız soğanı ekleyerek, pembeleşene kadar kavurun. Domates rendesini ve salçayı ekleyin. Daha sonra biberleri de ilave ederek, sos kıvamına gelene kadar pişirin. Bu aşamada doğranmış domatesi sosa dahil ederek yumuşayana kadar pişirmeye devam edin.

Hazırladığınız sosa fasülyeleri ekleyin. Üzerlerini geçecek kadar sıcak su ilave edin, tuz ve karabiberle tatlandırın. Bir - iki taşım kaynatın.

Fasülyeyi bir güveç kabına boşaltın. Üzerine pastırma dilimlerini dizin. Önceden ısıtılmış 180 derece ısılı fırında pastırmalar kızarana kadar pişirin.

Afiyet olsun.
Sofraların vazgeçilmezi ekmek, hele evde yapımı olunca :)

Oldukça zahmetsiz hazırlanışıyla, kolaylıkla yapabileceğiniz, tadı damak çatlatan bir tarif. Hafif şekerli tadıylla sabah kahvaltıları için ideal. Aromalı bir zeytinyağına batırıp yemenizi özellikle öneririm. Ilıkken üzerine sürülmüş tereyağlı bir dilime de kimse hayır diyemeyecektir.
 




1 adet yumurta
2 yemek kaşığı toz şeker
1/3 su bardağı zeytinyağ
1 su bardağı un
1 su bardağı mısır unu
1 su bardağı süt
1 paket kabartma tozu
1 su bardağı iri kıyılmış ceviz
1 çay kaşığı tuz


Mısır unu, un, kabartma tozu, şeker ve tuzu bir kase içerisinde harmanlayın.

Diğer bir kasede yumurta, zeytinyağ ve sütü çırpın. Bu karışımı kuru malzemelerin üzerine dökerek, malzemelerin tümü homojen bir kıvama gelene kadar karıştırın. Daha sonra cevizleri ekleyin.

Bir kek kalıbının tabanını ve kenarlarını iyice yağladıktan sonra, karışımı içerisine dökün.

Önceden ısıtılmış 175 derece ısılı fırında 30 - 35 dakika pişirin.






Pişen ekmeği soğuttuktan sonra kalıptan çıkartıp, dilimleyerek servis yapın.

Afiyet olsun.
Erişteye farklı bir yorum, farklı bir dokunuş. Deneyin çok ama çok memnun kalacaksınız. Amacım, hala sebze yemeyenlere  ( özellikle çocuklara ) sevdikleri lezzetlerin içine karıştırarak yedirmek. Bu yemek de bunun için mükemmel bir kombinasyon.






1/2 paket erişte
1 adet kuru soğan
3 diş sarımsak
1/2 çay bardağı zeytinyağ
2 adet domates
300 gr. ıspanak
Tuz
Karabiber

Üzeri İçin;
Keş peyniri ya da beyaz peynir rendesi


Erişteyi bol tuzlu suda haşlanmaya bırakın. Erişteler haşlanırken ön hazırlık olarak öncelikle ıspanakları sapları da dahil temizleyip bol suda yıkayın, ince kıyın. Domateslerin kabuklarını soyup, küçük küpler halinde doğrayın. Soğan ve sarımsağı da temizleyip ince doğrayın.

Bir tencereye yağı koyup kızdırın. Soğan ve sarımsağı ekleyip kavurun. Üzerine domatesleri koyarak sotelenmeye bırakın. Ardından ıspanakları ekleyerek, sularını salıp çekene kadar soteleyin.

Haşlanan eriştenin suyunu süzdükten sonra, hazırladığınız ıspanaklı harcın içerisine ekleyin. Tuz, karabiber ile tatlandırın.

Servis tabağına aldığınız eriştenin üzerine peynir serperek servis yapın.

Afiyet olsun.
Enginarın tam zamanı. Tezgahlardan çekilmeden bolca tüketmekte sağlığımız için çok fayda var. Bilmem bilir misiniz; derlerki enginarın mevsimi boyunca en az 40 adet yemek gerekir. Etlisi, zeytinyağlısı, dolması, terbiyelisi gibi pişirme yelpazesi çok geniş bu sebzenin bugün pilavını yapalım istedim.

Bu pilavı ister tek başına sıcak ya da soğuk olarak, ister et - tavuk yemeklerinin yanında garnitür olarak rahatlıkla tüketebilirsiniz.




4 adet enginar
1/2 limon suyu
1 adet kuru soğan
2 su bardağı pirinç
1/2 su bardağı zeytinyağ
1/2 demet dereotu
Tuz
Karabiber

Enginarları bir tencere içerisine koyun. Üzerine limon suyunu gezdirin. Biraz tuz ve üzerlerini geçecek kadar su ekleyip yumuşayıncaya kadar haşlayın. Süzgeçe alıp suyunu süzdürün. Her bir enginarı orta büyüklükte küpler halinde doğrayın.

Soğanı küp küp doğrayın. Zeytinyağı bir tencerede kızdırın. Soğanları ekleyerek pembeleşene kadar kavurun.

Tuzlu suda beklettiğiniz pirinci yıkayarak soğanların üzerine ilave edin. Pirinçler şeffaflaşana kadar soğanlarla birlikte kavurun. Pirinçlerin üzerine  - cinsine göre olmakla birlikte genellikle ölçü, 1 ölçü pirince 1 + 1/2 su bardağı sudur - 3 su bardağı su koyun, tuz ve karabiberle tatlandırdıktan sonra pişmeye bırakın.

Pirinçler iyice suyunu çektikten sonra doğranmış enginarları ekleyip karıştırın, demlenmeye bırakın.

Son olarak ince kıydığınız dereotunu pilava ekleyerek servis yapın.

Bir öneri; Ege bölgesinde bu pilavın içerisine dereotuyla birlikte birkaç dal  ince kıyılmış taze soğan da koyuyorlar. Lezzeti ikiye katlanıyor. Arzu ederseniz sizde taze soğanla çeşitlendirebilirsiniz.

Afiyet olsun.

Fırın torbası içerisinde, kendi suyuyla pişen nefis sıcak bir yemek. Çok da hafif. Diyet yapanlara da kesinlikle öneririm. Köftenin hatırına, sebze sevmeyen çocuklarımız da bu tarifle sebze yiyecekler :D







Köftesi İçin;
500 gr. kıyma
1/3 demet maydanoz
Tuz
Karabiber
Kimyon
1 adet kuru soğan
2 dilim bayat ekmek


Sebzeli Harç İçin;
1 adet kabak
1 adet patlıcan
1 adet patates
3 adet domates
15 - 20 adet arpacık soğan
1/2 su bardağı bezelye
3 diş sarımsak
1 yemek kaşığı domates salçası
1/2 çay bardağı zeytinyağ
3 adet sivri biber
Tuz
Karabiber
Pul biber


Sebzeleri yani patates, kabak, patlıcan ve domatesi yıkayıp soyduktan sonra tavla zarı büyüklüğünde bir kase içerisine doğrayın. Arpacık soğanların kabuklarını soyup bütün halde sebzelere ekleyin. Sarımsağı ince kıyın, sivri biberleri parmak kalınlığında kesip, bezelye ile birlikte sebzelerle karıştırın. Üzerine zeytinyağı, karabiber, tuz ve seviyorsanız pul biber serpip bir kenarda beklemeye bırakın.

Sebzeler beklerken köfteyi hazırlayalım. Bunun için bir kaseye kıymayı koyun. Üzerine soğanı rendeleyin. Ekmekleri ıslatıp, suyunu sıktıktan sonra kıymaya ekleyin. İnce kıyılmış maydanozu ilave edin. Tuz, karabiber, kimyon ile tatlandırdıktan sonra iyice yoğurun. Yoğurduğunuz kıymadan misket büyüklüğünde köfteler hazırlayın.

Fırın poşetinin içerisine sebzeleri yassı olacak şekilde yayın. Üzerine köfteleri koyun. 1/2 su bardağı suyun içerisinde salçayı eriterek torbanın içene dökün. Ağzını sabitleyerek bir fırın kabına ya da tepsisine yerleştirin. Torbanın üzerine birkaç tane bıçak yardımıyla delik açın. Önceden ısıtılmış 180 derece ısılı fırında 40 dakika kadar pişmeye bırakın.

Pişen yemeği bir tabağa aktararak servis yapabilirsiniz.

Afiyet olsun.
Ne zamandır yapmak istediğim bir tarifti. Hazır portakalda tezgahlardan çekilmemişken denemenin vaktidir dedim. Şimdiye kadar yapmamam büyük kayıpmış. Hazırlık aşamasında, evi kaplayan mis gibi portakal kokusu,  kolay yapımı, enfes görünümüyle neredeyse çok şey kaçırıyormuşum.

Kekin hamurunda badem ve haşhaş da var. Portakallar hamurdan önce biraz şerbetin içerisinde pişirildiğinden, keki çok güzel yumuşatıyor. Kekten öte neredeyse tatlı yerine bile kullanabilirsiniz.




Portakallı Şerbet İçin;
1 adet iri boy portakal
1/2 su bardağı su
150 gr. toz şeker
1/2 paket vanilya


Kek Hamuru İçin;
150 gr. un
150 gr. tereyağ
200 gr. toz şeker
4 adet yumurta
110 gr. toz badem
1 paket kabartma tozu
1/2 paket vanilya
1 portakal kabuğu rendesi
2 çorba kaşığı haşhaş


Portakallı şerbeti hazırlamakla başlayalım işe. Portakalı iyice yıkadıktan sonra, çok ince dilimler halinde kesin. İlk kestiğiniz dilim ile son kestiğiniz dilimi kullanmayın. Bir tencereye toz şekeri , vanilyayı ve suyu koyaarak şeker eriyene kaadar kaynatın. Portakal dilimlerini ekleyerek yumuşayana kadar pişirin. Bu arada bir başka tencereye tereyağını koyup eritin.

Kelepçeli bir kek kalıbının tabanına yağlı kağıt koyun. Erittiğiniz tereyağından bir fırça yardımıyla kalıbın duvarlarını ve yağlı kağıdın üzerini iyice yağlayın.

Pişen portakal dilimlerini yağlı kağıdın üzerine, tüm tabanı kaplayacak şekilde dizin. Portakalın piştiği suyu kek piştikten sonra parlaması için üzerine süreceğimizden dökmeyin.

Bu işlemden sonra artık kekin hamurunu hazırlayabiliriz. Bunun için derin bir kaseye yumurtalarla şekeri koyup, mikser ile yaklaşık 5 dakika çırpın. Yumurtalar iyice beyazlaşıp, köpük köpük olmalı ki kek iyi kabarsın. Erimiş yağı azar azar ekleyerek hamura yedirin. Toz badem, portakal kabuğu rendesi ile haşhaşı ilave edip çırpın. Son olarak un, kabartma tozu ve vanilyayı eleyerek hamura ekleyin. Bu aşamadan sonra mikser yerine bir spatul kullanırsanız yumurtaların havası sönmez. Dolayısıyla kabarmasında sorun çıkmaz.

Hazırladığınız hamuru  portakalların üzerine dökün. Kalıbı sallayıp hamurun eşit olarak dağılmasını sağlayın.
Önceden ısıtılmış 175 derece ısılı fırında 40 dakika kadar pişirin.

Kekiniz iyice soğuduktan sonra servis tabağına ters çevirin. Portakalların üzerine fırça yardımıyla şerbetten sürün. Dilimleyerek servis yapın.

Bir öneri; haşhaş bu tarifte opsiyonel. Dilerseniz kullanmayabilirsiniz.


Afiyet olsun.
Mevsim yavaştan çeşit çeşit reçelleri yapmaya uygun hale geldi. Bugün paylaşmak istediğim tarif, senenin sadece bu zamanında bulabileceğimiz, tadı ve kokusuyla yapmaktan ve yemekten büyük bir keyif aldığım, çingenelerin bir yandan soyup, bir yandan poşetleyerek sattıkları incir.

Çocukluğumda annem,  bahar geldiğinde sokaklardaki çingeneleri büyük bir titizlikle takip eder, çekirdeklenmemiş, körpe ve küçük boy incir satanını bulur, acele eve dönüp reçel kaynatırdı. Kaynarken eve yayılan koku, daha yemeden benim bu reçelle aramda duygusal bir bağ oluşturmuştu. Bilmem seyrettiniz mi ? Birkaç yıl önce aynı isimli filmini seyretmiştim. Ağlamaktan bitap düşerek. Şimdi her yaptığımda ister istemez o filmi anımsıyorum.

Siz hep gülümseyerek, coşkulu, sohbeti bol sofrlarınızda tüketin.




100 adet incir
1250 gr. toz şeker
3 su bardağı su
1 adet limonun suyu
3 - 5 adet karanfil


İncirleri derin bir tencerede bol su içerisinde 20 dakika haşlayın. Bir süzgeç içerisine alarak, akar su altına tutun. Avuç içerisine sığacak miktarda alarak iki elinizle suyunu sıkın. Bu işlemi yaparken incirlerin ezilmemesi için nazik davranmakta fayda var. Sıktığınız incirleri tekrar sudan geçirip, avuç içinde tekrar sıkın.

Toz şekeri, karanfilleri su ile birlikte bir tencereye koyup, şeker eriyip kıvamı biraz koyulaşana kadar kaynatın. Limon suyunu ve incirleri ilave edip, arada yine incirleri ezmemek için nazikçe karıştırarak incirler iyice yumuşayana kadar kaynatın.

Kavanozlara koyarak saklayın.

Burada verdiğim şeker ölçüsünü,  siz daha az tatlı seviyorsanız, 1000 gr. olarak kullanabilirsiniz.

Afiyet olsun.

Benim en iddialı tariflerimden :) Ağabeyim bu tarifin sahibi. Çok fazla balık yiyemeyenlerdenim. Kendisi de bunu bildiği için bir gün: Sana bir balık yapacağım parmaklarını yiyeceksin dedi. Cidden de aynen dediği gibi oldu; parmaklarımı yedim.

Acayip kolay bir tarif. Bu tarifte sizden çok, balıkçıya çok iş düşüyor. Tam fileto diye tabir edilen, balığın derisi dahil, tüm kılçıklarından arındırılmış şekilde temizlenmesi gerekiyor. Eğer siz bu işlemi yapabiliyorsanız balıkçıya da ihtiyaç yok. Bu şekilde hazırlanabilen levrek ya da mezgit işinizi görecektir. Ben levrek kullandım.

Balık işini hallettikten sonra geriye fazla iş kalmıyor. Siz sadece güzel bir sos hazırlayıp, fırınlayacaksınız. Ayrıca evde balık pişitiğide hiç anlaşılmayacak.

Özellikle kalabalık sofralar için çok kullanışlı bir yemek. Hem tadı, hem görüntüsü ile muhteşem. Yanına da güzel bir salata olunca, değme ziyafet sofralarına taş çıkartır cinsten.




1 kg. tam fileto temizlenmiş, ince dilimlenmiş balık
3 adet defne yaprağı
1 kutu krema
400 gr. haşlanmış dilimli mantar
4 adet domates
3 diş sarımsak
1 tatlı kaşığı köri
Tuz
Karabiber
2 yemek kaşığı zeytinyağ


Fileto balıkları bir fırın kabına rulo şeklinde sararak dizin.





Bir tencereye zeytinyağını koyun ve kızdırın. Üzerine ezilmiş sarımsakları ve rendelenmiş domatesleri ekleyerek, domatesler suyunu çekene kadar soteleyin. Daha sonra kremayı, haşlanmış mantarı, defne yapraklarını koyun. Tuz, karabiber ve köri ile tatlandırın. Bir taşım kaynattıktan sonra bu sosu balıkların üzerine dökün.

Önceden ısıtılmış 200 derece ısılı fırında kızarana kadar yaklaşık 30 - 35 dakika pişirin.





Balık olunca yanına olmazsa olmazı, salata eşliğinde servisi önerilir.




Afiyet olsun.
Herkesin yaptığı bir brownie tarifi mutlaka vardır. Kimi ıslak sever, kimi cevizli, kimi bol çikolata soslu. Ne şekilde yapılırsa yapılsın bu enfes kek, kimsenin hayır diyemeyeceği kadar güzeldir. Ben en çok üzerinin kıtırlığını severim. Biraz çikolata sosu gezdirilmiş haliyle. Kendi yaptığınız tariften sıkıldıysanız, tutması  % 100 garantili bu bol cevizli, üzeri kıtır katmanlı tarifi denemenizi öneririm.





150 gr. tereyağ
1 su bardağı toz şeker
2 yemek kaşığı kakao
80 gr. bitter çikolata
3 adet yumurta
3/4 su bardağı un
1 paket kabartma tozu
1 paket vanilya
1 su bardağı iri kıyılmış ceviz
100 ml. su


Çikolatayı benmari usulü eritin. Tereyağını eritip soğutun. Çırpma kabına alarak, toz şekeri koyup mikser ile çırpın. Yumurtaları tek tek kırarak çırpmaya devam edin. Eritilmiş çikolatayı ilave edin. Kakaoyu 100 ml. suyun içinde erittikten sonra, karışıma ekleyin.  Bir kap içerisinde harmanladığınız un, kabartma tozu ve vanilyayı eleyerek ilave edin. Son olarak cevizleri de hamura ekleyip bir spatul yardımıyla karıştırdıktan sonra, yağlanmış kare bir kalıba dökün.

Önceden ısıtılmış 175 derece ısılı fırında yaklaşık 20 -25 dakika pişirin.






Pişen keki soğuttuktan sonra dilimleyin. İsterseniz üzerine çikolata sosu dökerek servis yapabilirsiniz.

Afiyet olsun.
Geçenlerde arkadaşım Gaziantep'e yaptığı bir seyahat sonrasında, bak sana ne aldım diyerek bir kitap getirdi. Antep yemeklerinin tariflerini içeren nefis bir kitap. Yöresel yemek düşkünü birisi olarak altın bulmuş kadar sevindim tabi. Kitapta tatlıdan çorbaya, kebaptan pilava kadar çok geniş bir yelpazede yörenin yemekleri, duru bir anlatımla çok güzel tanıtılmış.

Bugünkü çorbada bu kitaptan. Buram buram Antep kokuyor yani. Ben denedim, çok beğendim. Şimdiye kadar yapmadıysanız, bulguru da seviyorsanız, değişik bir çorba arıyorsanız bu tarifi denemenizi şiddetle öneririm. İnanılmaz lezzetli ve doyurucu.

Kitaptan tarifleri denedikçe sizlerle paylaşmaya devam edeceğim.





1/2 su bardağı bulgur
1 yemek kaşığı biber salçası
500 gr. domates
3 yemek kaşığı tereyağ
1 tatlı kaşığı un
2 adet kuru soğan
1/2 limon suyu
2 diş sarımsak
Tuz
Karabiber
Pul biber
3 adet kırmızı kapya biber
3 adet yeşil biber


Soğanları piyazlık doğradıktan sonra, tencerede kızdırdığınız tereyağının içinde kavurun. İnce şeritler halinde kesilmiş yeşil ve kırmızı biberleri de ekleyip kavurmaya devam edin. Üzerlerine rendelenmiş domatesleri de ilave ederek sos kıvamına gelene kadar pişirin. Salça ile unu ekleyin, tuz, pul biber ve karabiberle tatlandırın. Yaklaşık 4 su bardğı suyu sosun üzerine döktükten sonra, yıkanıp suyu süzülmüş bulgurları da ekleyip orta ateşte bulgur yumuşayana kadar pişirin. Bu esnada su eksilir ise su ilave edin.

Çorba pişmeye yakın limon suyu ve ezilmiş sarımsakları ekleyin. Bir taşım daha kaynattıktan sonra servis kaselerine alabilirsiniz.

Afiyet olsun.






Yaz mevsimine dair harika bir zeytinyağlı. Görünümü şık, lezzeti tam, yapılışı kolay. Bilindik patlıcan kızartmasını, közlenmiş kapya biber içine yerleştirip, üzerinde de yoğurt ile servis yapıyoruz. Bu yemekle kendinizi, sevdiklerinizi, konuklarınızı şımartın.




6 adet kırmızı kapya biber
500 gr. patlıcan
Tuz
Bir tutam toz şeker

Kızartmak İçin;
Sıvı yağ

Üzeri İçin;
Yoğurt


Biberleri yıkadıktan sonra fırında közleyin. Kabuklarını soyun, çekirdeklerini çıkartın. Boylamasına ortadan ikiye kesin.

Patlıcanları yıkayıp, alacalı soyun. Küçük küpler halinde kesip, bol tuzlu suda acısını çıkartmak için 10 - 15 dakika bekletin. Suyunu iyice süzdükten sonra kızartın. Havlu kağıt üzerine alarak, fazla yağlarını süzdürün. Üzerlerine tuz ve toz şeker serpin.

Servis tabağına biberlerden birini koyarak, içine kızarttığınız patlıcandan bir miktar yerleştirin. Biberin diğer yarısını patlıcanların üzerine kapatın. Biberlerin tümü için aynı işlemi tekrarlayın.

Biberin üzerine isterseniz sarımsaklı, isterseniz sade yoğurt koyarak servis yapın.

Afiyet olsun.
Buram buram Uzakdoğu kokulu bir tavuk. Bu tarif benim yemek okulunda yaptığım, sonrada müptelası olduğum bir yemek.

Tavuklar hazırlanırken sıvı yağda kızartılıyor. Ama dışına kaplanan nişasta sayesinde ne kızattıldığı anlaşılıyor, ne de yağlı bir yemek.

Özellikle konukların ağırlandığı sofralara  da çok yakışan bir yemek. Hem çok değişik, hem çok lezzetli.










500 gr. kuşbaşı tavuk eti
2 su bardağı nişasta
3 adet yumurta

Kızartmak İçin:
Sıvı yağ

Sosu İçin:
2 diş sarımsak
2 yemek kaşığı susam yağı
4 yemek kaşığı susam
1 yemek kaşığı esmer şeker
1 tatlı kaşığı toz zencefil
5 yemek kaşığı soya sosu
3 yemek kaşığı ketçap
1 yemek kaşığı chili sos
1 yemek kaşığı bal
1/2 limon suyu

Üzeri İçin:
4 adet taze soğanın yeşil dalları



Nişastayı geniş bir kaba boşaltın. Yumurtaları da geniş bir kase içerisine kırarak çatalla çırpın. Tavuk etlerini önce nişastaya, sonra yumurtaya, sonra tekrar nişastaya bulayarak kızgın yağda kızartın. Mutfak havlusu üzerine alarak, fazla yağını süzdürün.

Bir tencerenin içerisine sarımsakları ezin. Üzerine sos için kalan malzemelerin tümünü yani susam, susam yağı, bal, esmer şeker, soya sosu, ketçap, limon suyu, chili sos, zencefili ekleyerek iyice karıştırın. Ateşin üzerine alarak sosu ısıtın. Isınan sosa kızattığınız tavukları ilave ederek 10 dakika kadar pişirin. Sos iyice tavuklara geçsin.

Pişen yemeği servis tabağına alın. Üzerine ince kıyılmış soğanları serperek servis yapın.

Afiyet olsun.
Meze niyetine, salata niyetine, garnitür niyetine. Siz nerde kullanmak isterseniz öyle. Patates topları üzerinde nefis sosu ile çok davetkar bir tarif.

Sosunun şöyle de bir güzelliği var: Bu tarifte kullanabileceğiniz gibi, hazırlayacağınız özellikle yeşillik ağırlıklı salatalarınızda da rahatlıkla kullanabilirsiniz.









3 adet patates
2 adet orta boy salatalık
1/2 limon suyu
Tuz
Karabiber
Toz kırmızı biber
2 yemek kaşığı zeytinyağ


Sosu İçin;
1/2 demet roka
1/2 demet dereotu
2 diş sarmısak
1/2 limon suyu
2 yemek kaşığı light mayonez
2 yemek kaşığı yoğurt
Tuz


Süslemek İçin;
Çeri domates ya da kırmızı kapya biber


Patates toplarını hazırlamak için patatesleri kabuklarıyla birlikte haşlayıp soğutun. Kabuklarını soyduktan sonra bir kase içerisine rendeleyin. Salatalıkları iyice yıkadıktan sonra, kabuklarıyla birlikte patateslerin içine rendeleyin. Tuz, karabiber, kırmızı biber, limon suyu ve zeytinyağını ekledikten sonra iyice karıştırın. Mandalina büyüklüğünde toplar hazırlayarak servis tabağına dizin.









Sosunu hazırlamak için, mutfak robotunun içine, yıkanıp ayıklanmış dereotu, roka, mayonez, yoğurt, sarımsak, limon suyu, tuzu koyarak malzemenin hepsi homojen bir karışım oluşturuncaya kadar karıştırın.

Hazırladığınız sosu patates toplarının üzerine bir kaşık yardımıyla dökün. Topların üzerlerini çeri domates, kırmızı kapya biber ile süsleyerek servis edebilirsiniz.

Afiyet olsun.
Fasulye mevsiminin açılmaya başladığı şu günlerde yapmanın zamanıdır diye düşündüm. Tezgaha düşüp kalkana kadar kaç kez pişirirsem pişireyim tadına hiç doyamam. Hele ki çalı diğerlerine göre beni her zaman daha çok cezbetmiştir. Evet biliyorum ince ince dilimlemesi zaman alıyor diyeceksiniz ama pişirdikten sonra yerken verdiği doyulmaz lezzet için biraz uğraşmaya değmez mi ?






500 gr. çalı fasulye
1/2 su brdağı zeytinyağ
3 adet orta boy domates
1 adet kuru soğan
1 adet küp şeker
Tuz


Fasulyeleri yıkadıktan sonra, baş kısımlarını kesip kenar kılçıklarını temizleyin. Kesme tahtası üzerinde boylamasına, olabildiğince ince dilimler halinde kesin.

Bir tencerede zeytinyağını kızdırın. Küp küp kesilmiş kuru soğanı rengi dönünceye kadar kavurun. Üzerine kabuğu soyulup yine küp küp kesilmiş domatesleri ekleyip kavurmaya devam edin. Fasulyeleri, tuz ve şekeri de ekledikten sonra, üzerine bir tabak kapatın. Tabağın üstünü geçecek kadar sıcak su ilave ederek pişmeye bırakın. Arada kontrol ederek azalan suyunun üzerine, sıcak su ekleyin.

Bildiğiniz üzere fasulye biraz geç pişen bir sebzedir. Bu nedenle eğer varsa düdüklü tencerede pişirmek zaman kazanmak adına daha kolay bir yöntem olabilir.

Pişen fasulyeyi servis tabağına alıp, soğuttuktan servis yapabilirsiniz.

Afiyet olsun.
Bugün ne pişirsem derdindeyken, daha önceden alıp buzlukta bekleyen kuşbaşı etleri gördüm dolapta. Baktım mantar da var. Mantar ve et birlikteliğini hep sevmişimdir. Bu nedenle mantarlı bir et pişirmek geldi aklıma. Yanna pirinç pilavı yapınca gayet başarılı, doyurucu ve güzel bir öğün oldu. Et sevenleri de memnun etmiş oldum.

Zahmetsiz hazırlayabileceğiniz, her ihtiyaca yanıt verecek bir yemek.






500 gr. yağsız kuşbaşı et
300 gr. ince dilimlenmiş mantar
1 adet kuru soğan
1 adet kırmızı kapya biber
3 adet rendelenmiş domates
1 yemek kaşığı tereyağ
3 yemek kaşığı zeytinyağ
Tuz
Karabiber


Etin hazırlıklarına geçmeden önce dilimlenmiş mantarları bol limonlu suda haşlayıp süzün. Bu işlem sayesinde göreceksiniz ki, mantarlar kararmadan bembeyaz haşlanacaklar.

Bir tencere içersinde zeytinyağ ve tereyağını eriterek kızdırın. Kuşbaşı etleri içerisine atıp, etler suyunu salıp çekene, renkleri değişene kadar kavurun. Üzerlerine küp küp doğranmış soğanı ilave ederek kavurma işlemine devam edin. Rendelenmiş domatesleri de ekleyerek sularını çekene kadar kavurun. Tuz, karabiber ve seviyorsanız pul biber ile tatlandırdıktan sonra, etlerin üzerini geçecek kadar sıcak su ekleyerek pişmeye bırakn. Arada kontrol etmeyi unutmayın, zira etler suyunu çabuk çekecektir. Bu durumda sıcak su takviyesi yapmalısınız.

Etler yumuşadıktan sonra haşlanmış mantar, kibrit çöpü formunda kesilmiş kapya biberi ekleyin. 5 dakika kadar daha pişirdikten sonra ateşten alın.

Yanına pirinç pilavı, haşlanmış sebze ya da patates ile servis edebilirsiniz.

Afiyet olsun.

Görüntüsüyle pastayı çağrıştıran, peynir karışımlı, kat kat lezzetli bir sandviç. Hafta sonları sabahtan öğlene uzayan kahvaltı sofralarına, okul dönüşü yorgun savaşcılara, televizyon karşısında atıştırmalık arayanlara, hafif bir öğün geçirmek isteyenlere kadar pek çok amaca uygun.

Tost ekmeği kullanarak hazırlayacağız bu tarifi. O nedenle vakit alan hazırlıklarımız olmayacak. Ekmeklerin  aralarına da peynirli, jambonlu, turşulu yine kısa sürede hazırlayacağımız bir harçtan koyacağız. Az zaman, az malzeme yani. Sonuç ise görüntüsü ve lezzetiyle olduğu her sofrayı şenlendirecektir .






15 adet tost ekmeği
5 adet kornişon turşu
6 dilim jambon
1 paket (200 gr) sürülebilir beyaz peynir
1 adet ufak boy kırmızı kapya biber
1/3 demet ince kıyılmış maydanoz
8 -10 adet çekirdekleri çıkartılmış siyah zeytin

Üzeri İçin;
Çeri domates


Tost ekmeklerini yuvarlak kesmekle başlayalım işe. Bunun için ağzı geniş bir bardak, kurabiye kalıbı ya da çember kullanabilirsiniz. Çıkan ekmeklerin kenarlarından, daha sonra fırında kızartarak kroton ekmekler hazırlayabiliriz bu nedenle saklamanızı öneririm.

Ekmekleri hazırladıktan sonra sıra iç harcında. Bunun için jambonları kibrit çöpü formunda kesin. Kapya biberi yıkayıp çekirdeklerini çıkardıktan sonra küçük küpler halinde doğrayın. Aynı şekilde turşu ve zeytinleri de küçük küpler halinde doğrayın. Peyniri bir kase içerisine alın. Maydanozdan bir tutam üzerini süslemek için ayırdıktan sonra kalanını peynire ekleyin. Jambon, turşu, zeytini de ilave edip bütün malzemeyi iyice karıştırın.

Ekmeklerden bir tanesini servis tabağıınn içine koyun, üzerine peynirli harçtan çok ince olmayan bir kat sürün. Üzerine bir adet ekmek koyun ve üzerine tekrar peynirli harçtan sürün. Bir adet ekmek dilimi daha koyarak sandviç katını oluşturun. Eğer varsa bu işlemleri çember içerisinde yapabilirsiniz. Bütün ekmek dilimleri bitinceye kadar aynı işlemleri uygulayın.

Son olarak sandviçlerin üzerlerine yarım çeri domates koyun. Maydanoz serpin. 







Ben bu sandviçi hazırlarken, daha doyurucu olduğunu düşündüğümden üç kat ekmek kullandım. Ama siz arzu ederseniz iki kat ekmek kullanarak da hazırlayabilirsiniz. Ayrıca jambon yerine isterseniz salam da kullanabilirsiniz.


Afiyet olsun.


Alışıla gelmiş tariflerinden biraz farklı, bir o kadar lezzetli bir borani tarifi. Çok çabuk hazırlayabileceğiniz, besin değeri yüksek, bol yeşillikli bu yemeği denediğiniz zaman ne demek istediğimi anlayacaksınız.





1 demet pazı
1 + 1/2 yemek kaşığı un
2 su bardağı süt
1 adet kuru soğan
2 yemek kaşığı zeytinyağ veya tereyağ
Tuz
Karabiber


Üzeri İçin;
1 yemek kaşığı zeytinyağ veya tereyağ
1 çay kaşığı pul biber
Yoğurt


Pazıların saplarını kesip, bol suda iyice yıkayın. Kaynamış su içerisinde pazı yapraklarını yumuşayana kadar haşlayın. Süzgeçe alarak suyunu iyice süzün. Kesme tahtası üzerine alarak ince kıyın.

Bir tencerede yağı kızdırın. Küp küp kesilmiş soğanı ilave ederek kavurun. Üzerine unu ekleyerek, kokusu çıkana kadar kavurmaya devam edin. Sütü ilave ederek beşamel kıvamında koyulaşana kadar, karıştırmaya ara vermeden pişirin.

Pazıları ekleyin. Tuz ve karabiber ile tatlandırın.

Üzerine dökmek için küçük bir tavada yağı kızdırdıktan sonra pul biberi ekleyip, birkaç dakika kavurun.

Pazı boraniyi servis tabağına alın. Üzerine yoğurt koyun ve kavurduğunuz pul biberi dökün.

Afiyet olsun.
Sıcak içeceklerin yanına eşlik edecek güzel, şık, değişik bir kurabiye tarifi paylaşmak istiyorum sizlerle. Bu kurabiyenin bir özelliği de, kapalı bir kapta veya kavanozda sakladığınızda 1 hafta kadar tazeliğini ve lezzetini koruyor.

Antep fıstığının lezzeti ve yemyeşil rengi kurabiyenin temel unsuru olsada, hamurunun güzelliğine de haksızlık etmeyeyim.  Az malzemeyle kısa sürede hazırlayabileceğiniz bu kurabiyeyi beğeneceğinize eminim. Ayrıca kurabiye hamurunu hazırlayıp, buzdolabında pişirmeden 1 gün saklayabilirsiniz. Bu da zaman tasarrufu gereken durumlar için çok kurtarıcı bir seçenek.






3 su bardağı un
1 paket kabartma tozu
1 paket vanilya
125 gr. oda ısısnda tereyağ
2 yemek kaşığı yoğurt
1 adet yumurta
2 çay bardağı toz şeker
1/2 su bardağı toz Antep fıstığı

Öncelikle kuru malzemeleri un, kabartma tozu ve vanilyayı bir kaseye eleyin. Bir başka kase içerisinde yumurta, tereyağ ve şekeri mikser ile çırpın. Yoğurdu ekleyip tekrar çırpın.Bu karışıma elediğiniz kuru malzemeleri ekleyip yoğurun.

Hamuru unlanmış tezgah üzerine alarak 0,5 cm kalınlığında açın. Tüm hamurun yüzeyini kaplayacak şekilde fıstığı serpin. Hamuru rulo şeklinde sarıp, parmak kalınlığında dilimlere kesin.

Kurabiye dilimlerini yağlı kağıt serili fırın tepsisine aralıklı olarak dizin. Bu şekilde buzdolabında 1 saat bekletin.

175 derece önceden ısıtılmış fırında pembeleşene kadar pişirin.

Afiyet olsun.


Patlıcan kızartmalı pirinç pilavını yaparız değil mi ? Bu kez bir değişiklik yaparak, bulgurdan yapmaya ne dersiniz ? Cidden tadı pirinç pilavını aratmayacak kadar güzel oldu. Yapım aşamaları da aynı. Hem bulgur pirince göre daha da sağlıklı bir besin olduğundan, sıklıkla tüketmekte fayda var. Eğer bulgur pilavını seviyorsanız, bu yemeği denemenizi öneririm.








2 su bardağı bulgur
3 adet domates
1 adet kuru soğan
3 adet patlıcan
2 adet yeşil biber
1 çay bardağı zeytinyağ
Tuz
Karabiber

Kızartmak İçin;
Sıvı yağ



Patlıcanları alacalı soyduktan sonra küçük küpler halinde kesin. Tuzlu su içerisinde bırakarak acısının çıkmasını sağlayın. Suyunu süzdükten sonra bol sıvı yağ içerisinde kızartın. Kağıt havlu üzerine alarak, fazla yağlarını süzdürün.

Bir tencere içerisine zeytinyağını koyarak küp küp kestiğiniz soğanları kavurun. Ardından rendelenmiş domatesleri ve ince kesilmiş yeşil biberleri ekleyip sos kıvamında olana kadar pişirin. 3 su bardağı sıcak su ilave edin. Su kaynayınca yıkayıp süzdüğünüz bulguru ekleyin. Tuz ve karabiber ile tatlandırın. Tencerenin kapağını kapatarak orta ateşte suyunu çekene kadar pişirin.

Pilav suyunu çekmeye yakın, kızarttığınız patlıcanları ekleyin ve karıştırın. Ateşten aldıktan sonra, kapağı kapalı olarak demlenmeye bırakın.

Afiyet olsun.

Çilek en sevdiğim meyvelerden. Biraz aceleci davranmış olabilirim, tezgaha düşer düşmez almakla. Kokusu ve görüntüsü o kadar çekiciydi ki dayanamadım :) Kendiliğinden zaten güzel olan bu meyveyi, birkaç küçük ekleme yaparak daha da güzel ve çekici hale getirmeye ne dersiniz ? Bunun için çikolata ve Antep fıstığına ihtiyaç var. Çikolatanın çeşidi,  sizin damak tadınıza bağlı. Bitter, sütlü ve fildişi çikolatadan herhangi birisini kullanabilirsiniz. Ben fildişi çikolata kullandım. Bir miktarda toz Antep fıstığına ihtiyaç var. Ölçü derseniz, bu da sizin ihtiyacınıza bağlı. Örneğin 1/2 kg çilek kullanacaksanız , 80 gr. çikolata, 1 çay bardağı kadar Antep fıstığı yeterli olacaktır.

Kolaylıkla hazırlayacağınız çilekler, davet sofraları için meyve ile çikolata birlikteliğiyle güzel, değişik bir ikram olacaktır.





Çileklerinizi yıkayıp iyice kurutun. Çikolatayı benmari usulü yani su dolu bir tencerenin üzerine koyduğunuz bir kase içinde eritin. Çileklerin sap kısımlarını temizledikten sonra bu kısımları çikolataya batırın. Ardından Antep fıstığına batırın. Yağlı kağıt üzerine koyarak çikolata katılaşana kadar bekletin.





Çileklerin üzerlerine kürdan batırarak servis tabağına dizin. Kullanım zamanına kadar buzdolabında bekletin.

Afiyet olsun.
Cemre bugün 2. yaşına girdi. Dünya tatlısı bir kız. Nice güzel, sağlıklı yaşları olsun ! Balıkları çok seviyor. Pastasında da balıkların olmasını istedi :) Deniz temalı bir pasta hazırladım. Balıklı, ahtapotlu, yengeçli. Pastanın içi fildişi çikolata, fındık ve beyaz kremalı. Bu ve isteğinize göre hazırlanacak pastalar için mail atmanız yeterli.
















Bazen canımız çok tatlı yemek ister. Muftağa girip önce dolapları karıştırırız. Sonra buzdolabının kapısını açıp, önünde durup, araştıran gözlerle içine bakarız ne yesek de şu tatlı ihtiyacımızı gidersek diye. İşte tamda bu durumların tatlısı çikolata krem. Sadece üç malzeme ile çikolatalı, krem kıvamında yumuşak, acayip kolay bir çikolata bombası hazırlayacağız.

Sadece kendimiz için değil, sevdiklerimize de hazırlayarak, çikolatanın verdiği mutluluk hormonunu yükseltmekten yanayım.

Tatlıyı hazırladıktan sonra üzerini pudra şekeri ve taze meyvelerle veya krem şanti ve meyve ikilisini kullanarak süsleyebilirsiniz.





2 paket (400 gr.) krema
4 adet yumurta sarısı
2 yemek kaşığı toz şeker
80 gr. bitter çikolata


Üzeri İçin;
Krem şanti ya da pudra şekeri
Böğürtlen, çilek, franbuaz, vişne gibi taze meyve


Kremayı şeker ile birlikte bir sos tenceresine alarak kaynatmadan ısıtın. Ocaktan alıp içerisine küçük parçalara ayırdığınız çikolatayı ekleyin. Karıştırarak çikolatanın erimesini sağlayın. Yumurta sarılarını ekleyerek, yumurtalar iyice karışana kadar karıştırın.

Hazırladığınız bu karışımı ısıya dayanıklı kaselere boşaltıp fırın tepsisine dizin. Kaselerin yarısına gelecek kadar tepsiye su doldurun.

Önceden 150 derece ısıtılmış fırında 20 dakika pişirin.

Pişen tatlılarınızı tepsinin içinden alarak oda ısısına gelinceye kadar bekletin. Daha sonra buzdolabında yeterince soğutun. Üzerlerini pudra şekeri, meyve taneleri veya krem şanti ve meyve taneleriyle süsleyerek servis yapın.

Afiyet olsun.